"Cumartesi günü balo salonundaki gösterimden önce elmas gerdanlığı çalacağım. İmza: Çılgın Suphi"
Polis komiseri Tarık yüzünü buruşturdu. Usta hırsız Suphi her zaman bir hırsızlık yapmadan önce böyle not gönderip haber verirdi. "Bu tehdidi ciddiye almak durumundayız" dedi Tarık komiser. "Geçen sene de böyle bir not gelmişti, sonra notta çalınacağı söylenen tablo o gün çalındı."
Cumartesi günü ünlü elmas gerdanlığın balo salonunda halka gösterilmesi planlanıyordu. Ama bu not ve beraberindeki hırsızlık tehlikesi işleri karıştırmıştı. Komiser yardımcısı "Belki gösterimi iptal etsek" dediyse de Tarık komiser "Olmaz. Bir hırsız karşısında önlem alamıyor görünme lüksümüz yok. Elmas gerdanlığın gösterimi planlanan tarih ve saatte yapılacak." dedi.
Gösterim günü gelip çattığında Tarık komiser çok stresli görünüyordu. Balo salonundaki güvenlik notun içerdiği hırsızlık tehdidine karşı iki katına çıkarılmıştı. Üstelik elmas gerdanlık doğrudan alarma bağlıydı. Yerinden kaldırıldığı anda alarmlar çalmaya başlayacak ve balo salonunun tüm çıkışları aynı anda otomatik olarak kilitlenecekti. Yerlere hareket algılayan sistemler, her köşeye görüntü ve ses kaydı yapan kameralar, Suphi'nin çatıdan girmeyi denemesi ihtimaline karşı da ekstradan tavana hareket algılayıcı sistemler takılmıştı.
Müze müdürü "Siz hiç merak etmeyin komiser bey" diyordu. "Bir hırsız kuş olup uçsa da, buhar olup havaya karışsa da buraya girip elmas gerdanlığı çaldı mıydı bir daha buradan çıkamaz."
Tüm güvenlik önlemleri oldukça yeterli görünüyordu ama bahse konu Çılgın Suphi olduğunda Tarık komiserin içinde yine de kötü şeyler olacakmış gibi bir his vardı.
Elmas gerdanlığın sergileneceği alanda büyük bir kalabalık oluşmuştu. Gözler karşı duvardaki büyük saatteydi. Elmas gerdanlığın gösterim saati yaklaşıyordu. Heyecanlı kalabalık saniyeleri saymaya başladı. Tarık komiser de gergin bir şekilde bekliyordu.
Süre doldu, elmas gerdanlık açıldı. O da ne? Gerdanlık ortada yok!
Tarık komiser öfkeyle: "Kahretsin! Suphi yine yaptı yapacağını!" diye bağırdı. Kalabalık ne yapacağını bilmez halde bir oraya bir buraya koşturuyordu. Tarık komiser duruma el koydu: "Herkes sakin olsun. Güvenlik, tüm çıkışları tutun. Hırsız hala buradaysa kaçırmayalım."
Müze müdürü gelerek: "Komiser bey bir yanlışlık oldu, elmas gerdanlık arkaya düşmüş ondan görememişiz" dedi. Tarık komiser de "Madem öyle neden elmas gerdanlık düşünce alarmlar çalışıp otomatikman kapıları kilitlemedi?" diye sorunca müze müdürü mahcup bir ifadeyle: "Benim yüzümden efendim, alarmı çalıştırmayı unutmuşum" dedi.
Her ihtimale karşı sahtesiyle değiştirilmiş olabilir diye elmas gerdanlığı kontrol ettirdiler, gerçekti. Peki Suphi neredeydi? Elmas gerdanlığı çalmak için şeytanın aklına gelmeyecek bir plan yaptıktan sonra elmas gerdanlığın sergileneceği gün boğazları şiştiği için evden çıkamamış, planı elinde kalmıştı. Bu kadar güvenliğin, alarmın arasında elmas gerdanlığı çalma planı ne miydi? Ben ne bileyim, Suphi söylemiyor ki.
BU MACERANIN SONU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder