Padişah huzuruz görünüyordu. Kaşlarını çatıp düşündü, düşündü, nihayet:
-Bana derhal Serhat'ı çağırın, dedi.
Osmanlı'nın en becerikli olmasa da en şanslı casusu Serhat günün sekizinci şekerlemesini yaparken vezir tarafından uyandırılıp padişahın huzuruna çıkarıldı. Padişah ona yine zorlu bir görev verecekti. Devlet-i Aliyye hudutları içinde devletin hasımları tarafından getirtildiği tahmin edilen barutlu çaylar tespit edilmişti. Bir kahvehanede çay kazanı patlamış, beş kişi evinde çay karıştırırken çay bardağı infilak edince yaralanmış, sekiz kişinin de çaydanlığı ısınırken patlamıştı. Buna bir dur demek de Serhat'a düşüyordu.
Padişah tarafından kurulan casus alet edevatları birimine yollanan Serhat döneminin en teknolojik casus aletleriyle donanmıştı. Casus tavla seti, normal bir tavla seti gibi görünmesine rağmen zarların içinde verici vardı. Görünmez yazan kalem, Serhat başta limon suyuyla gizli mesaj yazıp ateşe tutarak açığa çıkarmaya yaradığını sandıysa da aslında mürekkebi bitmiş kalem olduğundan görünmez yazıyordu. Bu alet bütçe kısıtlamasına denk gelmişti, çünkü bütçenin büyük kısmı Serhat'a tahsis edilen özel casus aracına ayrılmıştı. Sıradan bir at arabası gibi görünen araç gizli bir düğmeye basıldığında hedefe roket atıyordu. Serhat casus aletlerini kuşanıp özel aracına binerek araştırma yapmaya koyuldu.
Bu görevde istihbarat toplamaları zor olmamış, Serhat'ın bir kahvede otururken tavla zarlarını kendisine verilen özel zarlarla çaktırmadan değiştirmesiyle sarayda dinleme yaparak kahvehaneye barutlu çayları getiren hedefe ulaşmışlardı. Gerçi Serhat buldukları adresi görünmez yazan casus kalemiyle yazmıştı, ama adresi unutmadıkları için bu da operasyona bir zarar getirmemişti. Barutlu çay imal edilen depoya baskın yapmak üzere harekete geçtiler. Serhat "şimdi son casus aletini kullanma zamanı, roketi atayım şu depoya olsun bitsin" dediyse de yanında baskına geldiği ekip "her şeyin bir yolu yordamı var" diye Serhat'a engel olmuştu. Ani bir baskınla çaya barut karıştıran şebeke çökertilmiş, barutlu çay çuvalları ele geçirilmişti. Serhat tam barut çuvallarından birini incelemek için eğildiği sırada tozu burnuna kaçırıp hapşırınca barutlu çay dağılıp bir parçası yanda çay pişirilen sıcak ocağa denk gelince depo komple bütün barutlu çaylarla birlikte infilak etti. En önde Serhat, arkada baskın ekibi ve yakaladıkları suçlular suratları simsiyah olmuş şekilde sersemlemiş halde depodan çıkarken Serhat "En azından daha fazla barutlu çay kalmadı, insanlar bundan sonra gönül rahatlığıyla çay içebilecek" diye mırıldandı.
SON
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder