Ziya yeraltına açılan gizli geçitte ilerleyince kendini meşalelerin aydınlattığı dev bir tapınakta buldu. "Burada kimse yoksa bu meşaleler nasıl kendi kendine bitmeden yanıyor ki" diye söylenerek karşıdaki duvara doğru ilerledi.
"LANETLİ TAPINAĞA HOŞGELDİN YABANCI! HAZİNEYİ HAK EDECEK KADAR ZEKİ OLDUĞUNU İSPATLAMAYA HAZIR MISIN?"
Duvardaki yazıyı okuyan Ziya, aşağıya bakınca "Hazine arama anlaşmasını okudum onaylıyorum" kutucuğuna tıklayıp ileri dedi, "Hazine arama kurulumuna hoşgeldiniz" Ziya hızla ileri ileri ileri diye tıkladı ve önünde duvar açıldı. Ziya ilerledi. İlerledi ilerlemesine de, o başta okumadan onayladığı sözleşmede hazineyi korumak için konan tuzaklar onu öldürürse hak iddia edemeyeceği de yazıyordu. Ziya ilerlerken tuzaklardan biri harekete geçti, kocaman bir kaya Ziya'ya doğru yuvarlandı. Ziya tam zamanında havaya sıçrayıp bir takla atarak kayayı savuşturdu, diğer tuzak harekete geçti, duvardan zehirli oklar fırladı, Ziya eğildi, yerden alevler çıkmaya başladı, Ziya havaya fırladı, böyle 10-15 kadar ölümcül tuzak açıldı, Ziya konsol oyununda ölümsüzlük şifresi kullanmış gibi hepsini zıplaya eğile mükemmel bir koreografiyle geçti, ondan sonra karşıdaki duvar yine açıldı. Ziya ilerledi, karşıda bir hazine, ama nasıl hazine! Altınlar, elmaslar, yakutlar, parlak taşlar neler neler, yani masaldaki Kırk Haramiler burayı görseler kendi mağaralarından soğurlardı, öyle bir hazine, Ziya heyecanla ilerlerken düşüp dizini kanattı. Tam o kadar ölüm tuzağını geçmişken düz yolda dizini kanatmasının ne kadar ironik olduğunu fark ederken kafasına aldığı bir darbeyle yere yığıldı. Hazineyi ondan önce bulan vardı ve paylaşmaya niyeti yoktu.
"Nihayet uyanıyor patron"
"Günaydın. Şimdi beni iyi dinle, o hazine benim. Ama böyle senin gibi tuzakları geçebilen becerikli insanları saptamak için hazineyi yem olarak kullanıyorum ki, avlamak için insan bulayım. Ben o kadar zenginim ki artık hiçbir şey beni heyecanlandırmıyor, ancak böyle çevik insanları ormanda avlarken adrenalin salgılıyorum. Birazdan seni önden salacağız, on beş dakika kaçıp saklanma süren var, sonra ardından geleceğiz. Şimdiye kadar hiçbir avım benden kaçamadı."
Ziya, "her şeyin bir ilki vardır" diyerek ormana doğru koşmaya başladı.
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder