Bölüm başında parende atarken bulaşık yıkayan bu müteşebbis eserin son bölümünde pandalar geğirmişti falan diye kırk saat saçmalamadan maceramıza kaldığı yerden devam edecek olursak -ki bu abuk subuk pasaj yüzünden olamadık- Ahmet Bey asaletiyle satranç oynayıp çoban matı olmuşluğu bulunan kontun kafasına kaya düşürünce kaya asaletini parka götürüp salıncakta sallamışlığı bulunan kontun beyninin asalet bölümüne gelmiş ve asaletine Sanskritçe öğreten kont asalet yetmezliğinden bizim gibi sıradan bir insan olmuştu. Evet, o asaletine akrostiş yazılası, o asaletini her gün hastalık kapmasın diye dezenfekte eden, o asaleti kendini asayiş zannedip berkemal olan kont, kontumuz, asil olmayan biri, hatta çok afedersiniz sıradan bir insan olmuştu. Bunun dünya çapında ekonominin mahvolması, tüm hisselerin değer kaybetmesi hatta dünya çapında milletlerarası yas ilan edilip bütün fabrika ve işyerlerinin çalışmayı durdurması hatta ve hatta tüm Dünya ülkelerinin liderlerinin ülkelerini başıboş bırakarak kendilerini kabzımal zannetmeye karar vermeleri anlamına geldiğini zaten söylememize bile gerek yok. Hatta ucuz yırtmışız dünya patlamamış. Zaten 2012 yılında da "Dünya patlayacak ama Şirince patlamayacak ben demiyom Mayalılar diyo" demişlerdi o zaman da ucuz yırtmıştık. Asaletine kolbastı oynatan kontun o müthiş asaleti 2012 yılında dünyayı patlamaktan kurtarmıştı. Ne yapalım canım artık asaletine V.I.P kimlik kartı çıkartan kont asil olmadığına göre, bundan sonra patlamamaya çalışma görevi dünyamıza düşüyordu. Neyse efendim eskiden asaletine yoga yapmayı öğreten kont iken şimdi sıradanlığına sıra sayı sıfatlarını öğreten kont olan kişiyi bir kenara bırakıp Ahmet Bey'e dönecek olursak, Ahmet Bey'in Road Runner'ı Coyote çakalına teslim etmesine sinirlenen Road Runner hakları koruyucusu bir grup Ahmet Bey'i sloganlar atarak kovalamaya başlamıştı. Ahmet Bey kaçarken panikle gördüğü bir kapıdan içeri daldı. Fakat aceleden kapının üzerindeki tabelayı görmemişti. Girdiği yerin "Öz Hakiki Road Runner Kardeşler Kıraathanesi" olduğunu geç farkeden Ahmet Bey panik yapmanın yerinde bir davranış olacağına kanaat getirdi. Ahmet Bey yıllar önce bir ninja olduğu yıllarda ortalığı toz duman ederek poff diye kaybolmayı öğrendiğini hatırladı. Ahmet Bey'in kaybolmadan önce son gördüğü şey, kıraathane köşesinde oturmakta olan oyun karakteri Pacman'in "Geçen bir noktalı virgül yedim çok güzeldi" biçminde bir anlatımda bulunduğu olmuştu. Ahmet Bey ninja yöntemiyle poff diye evine gelmiş, evden toz kalkmıştı. Evin her yeri toz duman olunca ev oturulamaz hale gelmişti. Fakat Ahmet Bey'in şansına tam o sırada gelen bir yetkili Ahmet Bey'e amcasının ilkokul arkadaşının eniştesinin düşmanının kaynanasının sokakta gördüğü bir adamdan bir ev miras kaldığını söylemişti. Hemen yeni evine yerleşmek için kolları sıvayan Ahmet Bey'in bunu yapma sebebi uzun kollu kıyafetlerle yeni bir eve taşınmanın fizik kurallarına göre imkansız olduğunu zannetmesiydi. Fakat Ahmet Bey kendisine miras kalan evin hayaletli olduğunu bilmemekteydi.
DEVAM EDECEK
25 Kasım 2013 Pazartesi
20 Kasım 2013 Çarşamba
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 29. bölüm
İnsanı edebiyat içinde bırakan bu kültür abidesi eserin son bölümünde asaletini kışın güveler yemesin diye naftalinleyip kaldıran kont Ahmet Bey'i hızı saatte 60 kilometrenin altına düşerse patlayacak olan bir taşıma taşıtına bindirerek araklanmış bir senaryoya sahip bir hikayedeki karakterlerden biri olmanın tadına varmıştı. Ahmet Bey bombadan çok korkması gerektiğini düşünmeye karar vererek yavaşlamamak için gaz pedalına tüm gücüyle asılmış, araba aşırı biçimde hızlanarak ışık hızını geçmişti. Zaman yavaşlayınca Ahmet Bey aşırı derecede hızlı hareket etme yeteneğine sahip olmuştu. Hemen aksiyon filmi çakması gereksiz abartı içeren bir hareketle giden arabadan takla atarak çıkan Ahmet Bey, arabanın kendi kendine yavaşlayıp patlamasının aksi yönüne doğru artistlik olsun diye güneş gözlüğü takarak ve kendini çok havalı zannederek yavaş adımlarla yürümüştü. Ahmet Bey çok hızlı olma yeteneğini kullanarak koşa koşa çizgi film karakteri Road Runner'ın bulunduğu çöle gitmiş, Road Runner biçminde adlandırılan ve vücudunun %75 i hız olan mahlukatı yakalayıp bilmemkaç bölüm boyunca kurmadığı tuzak kalmayan emekçi Coyote kardeşimize teslim etmişti. Ahmet Bey'i bu iyiliği karşılığında evine davet eden Coyote Ahmet Bey'in yakaladığı Road Runner'i akıllı mikrodalga fırınında pişirmiş, en güzel yerini de Ahmet Bey'e ayırmıştı. Yemek esnasında Ahmet Bey ile Coyote arasında kondansatörün ne olduğunu bilen insanların ilkokulda Işık ılık süt iç biçmindeki okuma fişini öğrenmiş olma ihtimalleri üzerine seviyeli bir tartışma yaşanmıştı. Ahmet Bey Coyote'ye "Kesenize bereket ben artık kalkayım" diyerek müsade isteyince Coyote "Bunu saymıyorum yine beklerim" diyerek ziyaretleri sayıp saymama kararının kendisine bağlı olduğunu ifade ettikten sonra Ahmet Bey'in iyiliğine karşılık jest olarak Road Runner'i yakalamak için Acme firmasından sipariş etmiş olduğu kafaya kaya düşürtgeç cihazını Ahmet Bey'e hediye etmişti. Ahmet Bey "acaba yeni cihazımla kimin kafasına kaya düşürsem?" diye bir süre düşündükten sonra kendisini bombalı arabaya bindiren asaletini güvende olsun diye bankaya yatıran konta tuzak kurmaya karar vermişti. Asaletinin pin kodu üç kere yanlış girilince asaleti bloke olan kont bu tuzağa düşecek miydi? Bundan sonra neler olacaktı? Kendini tıraş edemeyenleri tıraş eden berberi kim tıraş edecekti? Bölümün sonuna elli tane abuk subuk soru koyma adeti neden bunca bölüm sonra hortlamıştı? Hepsi ve daha fazlası Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 30. bölümde.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
19 Kasım 2013 Salı
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 28. bölüm
Ahmet Bey son bölümdeki hayranları bölünerek çoğalıp oksijenimizi bitirince 26. bölümde öğrendiği ağız kırma teknikleriyle hayranlarını etkisiz hale getirip dünyamızı oksijen krizinden kurtarmıştı. Fakat hayran kitlesine kötü davrandığı gerekçesiyle Ahmet Bey'in ünlülük rütbesi general tarafından sökülmüştü. Ahmet Bey böylece ünlülük görevinden azledilmiş oluyordu. Ünlülük hakları tamamen elinden alınan Ahmet Bey'in ünlülük derecesi sıfıra indirilmiş, yani Ahmet Bey'i birinci dereceden akrabaları dahi tanımaz olmuştu. Yalnızlıktan kendini evine kapatan Ahmet Bey ilk birkaç gün zamanını Sudoku çözerek ve Unicorn boynuzu taklidi yaparak değerlendirmişti fakat sonra yalnızlıktan sıkılmaya karar vererek insanlarla tanışmak için dışarı çıkmıştı. Karşısına çıkan ilk insana sosyalleşme maksatlı olarak "Naber lan insan?!" diye hal hatır soran Ahmet Bey hal hatır sorduğu kişinin dört filin asaletine iki öne iki arkaya şeklinde bindirildiği kont olduğunu ünlülük rütbesi elinden alındığında tanıdıklarının kaydı silindiğinden bilmemekteydi. Asaletinde güneş batmayan kont fevkalade asil kişiliğine "insan" diye hitap edilerek o dillere destan ağızda dağılan asaletinin yoksayılmasına ve kendisine sıradan insan muamelesi yapılmasına oldukça içerlemiş, bu davranışa karşılık olarak Ahmet Bey'i hızı saatte 60 kilometrenin altına inerse patlayacak olan bir otomobile bindirip son yolculuğuna uğurlamıştı.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
2 Kasım 2013 Cumartesi
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 27. bölüm
Bunca bölümü "lan şimdi nolacak acaba?" diye bitmek tükenmek bilmeyen bir merakla okuyanların geçen bölümünde asaletini bozulmasın diye buzlukta saklayan kontun ürettiği bir virüsle hiçbir şeyden haberi olmayan masum insanları smokin ve frak giyip tatlı çatalıyla salata çatalı arasındaki farkı önemseyen canlılara dönüştürmeyi planlıyor oluşuyla karşılaştığı bu macera olduğu iddia edilebilir şeyin bu bölümünde asaletinin sapını gülle donatan kont tarafından canına kastedilen tellak adı verilen cisim hastaneden taburcu olmuş ve intikam amacıyla peşine düştüğü asaletini ortadan ikiye keserek illüzyon numarası yapmışlığı bulunan kontun ümüğünü sıkılmaya ikna ederek asaletine komiklik olsun diye küfür öğreten kontu insanlara virüs bulaştırmaktan vazgeçirmişti. Tellak adı verilen cismin böyle büyük bir kahramanlık sergileyerek binlerce insanı kurtarması insanları oldukça etkilemiş, ünlü bir yönetmen tellak adı verilen cismin insanları kurtarışını konu eden bir film çekmeye karar vermişti. İsmi "A Very Tellak Adı Verilen Cisim Story" olacak olan film için yapılan oyuncu seçimleri sonucunda tellak adı verilen cisim rolü Ahmet Bey'e, asaletine el şakası yapmışlığı bulunan kont rolü de bir soba borusuna verilmişti. Filmdeki performansı çok beğenilen Ahmet Bey ünlü bir oyuncu haline gelmiş, Ahmet Bey'in etrafı "bir imza versene" diye peşinde koşturan hayranlarla sarılmıştı. Ahmet Bey'in hayranları bölünerek çoğalmak suretiyle ortamdaki oksijeni emmeye başlayınca Ahmet Bey'in oyunculuk kariyeri dünyadaki insan yaşamı için tehdit haline gelmişti. İnsanlık bu durumdan kurtulabilecek miydi? Yoksa kurtulamadık hepimiz öldük de bundan haberimiz mi yok? Bir dahaki bölümde bakarız artık.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
24 Ekim 2013 Perşembe
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 26. bölüm
Olay örgüsü mantıkla bağdaşmayan bu sözcük israfı yazının son bölümünde ruhsatsız asalet bulunduran kont tellak adı verilen cisme zarar vererek kültürel mirasa saygısızlık etmekten tutuklanmış, tramvay kullanırken sakız çiğnemişliği bulunan insan Ahmet Bey de asaletinden tavşan çıkartmışlığı bulunan konta temiz çamaşır taklidi yapabilmek için pandomim kursuna yazılmıştı. Pandomim hocası kendini Kung fu hocası zannetmekten muzdarip bir kişi olduğundan Ahmet Bey'e pandomim öğretmek yerine çeşitli ağız kırma teknikleri öğretip, arada da içinde bol bol çekirge sözcüğü barındıran anlaşılmaz cümleler kurmuştu. Bu arada Ahmet Bey ağız kırmayı öğrenedursun, asaleti olmayınca kendini çıplak hisseden kont girdiği hapishanede radyoaktif ışıma gibi ortalığa asaletini yaydığından koğuşlardaki hırsız, katil, dolandırıcı gibi şahsiyetler smokin ve frak gibi abuk subuk kıyafetler giyip tatlı çatalıyla salata çatalı arasındaki ayrıma aşırı derecede önem gösterir olmuşlardı. Hatta sık sık "Karıştırılmamış çalkalanmış" diye sayıklayan mahkumlara rastlamak mümkündü. Bu arada Ahmet Bey hocasından Kung fu felsefesinin dostluk, barış ve kardeşlik içinde rakibinin ağzını yüzünü dağıtmak olduğu ile ilgili değerli bilgiler almaktaydı. Asaleti pembeleşinceye kadar kızartılmış olan kont ise smokin ve frak giyip tatlı çatalıyla salata çatalı arasındaki ayrımı aşırı derecede önemseyen mahkumları ayaklandırıp içinde bulunduğu lanet olası eyalet hapishanesinde isyan çıkarmış, bir iki gardiyanın bu kafayı tatlı çatalı ile salata çatalı arasındaki ayrımla bozmuş smokin ve frak fetişisti şahsiyetlere "hey dostum lanet olsun sizin derdiniz ne ha?" gibi sonradan dublajlanmış cümlelerle seslenmesi de bu isyanı bastırmakta yetersiz kalmıştı. Asaletinden hızlı silah çeken kontun asıl planı ise hapishaneden topluca kaçıp, geliştirmiş olduğu etkilediği herkesi smokin ve frak giyip tatlı çatalıyla salata çatalı arasındaki farkı önemseyen yaratıklara dönüştüren virüsü tüm insanlığa yaymaktı. Bunu durdurabilecek tek kişinin daha yeni ağza ağza vurma teknikleri öğrenmiş olan Ahmet Bey'den başkası olmayan biri olmayabileceğinin söylenebilirliğinin oluş ihtimali irdelenebilir miydi?
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 25. bölüm
Okuyucusunu beşer beşer yüz kırk beşe kadar saymaya sevketmeyen bu eser demeye bin şahit isteyen abuk subuk metnin son bölümünde aynadaki yansıması bile asil olan kont Ahmet Bey'i ölümüne düelloya davet etmişti. Sunuculuğunu dövüş müsabakalarından önce "Are you ready?" cümlesini ne kadar uzatabileceğini denemekle mükellef şahsın yaptığı düelloda dövüşenlerin zırh ve kalkanlarına büyük firmalar reklam vermişti. Dövüş başladığında tam ayak serçe parmağı tırnağı bile asil olan kontun kılıcıyla Ahmet Bey'in böğrü arasında bir yakınlaşma gerçekleşmek üzereyken bu sürüklemeyici eserin 2. bölümünde tanışma şerefine nail olduğumuz tellak adı verilen cisim "Durun siz kardeşsiniz!" diye kılıcın önüne atladığından, asaletini her gün yürüyüşe çıkartan kontun kılıcı tellak adı verilen cisme saplanmıştı. Ambulans sözcüğünün kendisini doğru olarak tanımlayacağı taşıt olay yerine intikal ederek tellak adı verilen cismi hastaneye sevketmiş, asaletine alarm taktıran kont da adam öldürmeye tam teşebbüsten olmasa da, beş bölü on bir teşebbüsten tutuklanmıştı. Ahmet Bey asaletine jiu jitsu öğretmiş olan kontu hapishanede ziyaret edip, ona temiz çamaşır götürmeye karar verdi. Ahmet Bey'in bilmediği ise, bu haddinden fazla uzun cümlelerle dolu abuk subuk yazı dizisinin 15. bölümündeki obuaları ve koalaları seferber eden kralın çıkardığı abuk subuk bir fermanla dünya çapında bütün temiz çamaşırların imha edildiğiydi. Ahmet Bey bu çarpmayıcı gerçeği öğrendiğinde "Acaba şok geçirmeye karar versem mi?" diye bir süre kendi içinde beyin fırtınası yaptıktan sonra şok geçirmemeye karar verdi. Ahmet Bey "Temiz çamaşır götüremiyorsam temiz çamaşır taklidi yaparım" diye düşünerek bir pandomim kursuna yazıldı.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
5 Ekim 2013 Cumartesi
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 24. bölüm
Okurken insanı açıölçer taklidi yapmaya çalışırken yanlışlıkla derin dondurucu taklidi yapan bir bowling topunun labutlardan nefret etmesini araştırma konusu yapmak isteyen bir sosyoloğun bacanağıyla empati kurmaya sevkeden bu didaktik ve pastoral eserin son bölümünde Ahmet Bey gene elli çeşit abuk subuk şey yaptıktan sonra kendini Kaf Dağı'nın eteklerinde bulmuştu. Dev biçminde adlandırılmasıda sakınca bulunmayan yaratığın koltuk altı kıllarını traş etmesi ve kestiği kılları dağdan aşağı atması neticesinde kıllar tam saatler 23:59 un 59. saniyesini gösterirken Ahmet Bey'in kafasına düşmüş ve Ahmet Bey teknik olarak görevi başarmış sayılmıştı. Fakat Ahmet Bey'in bu görevi başarmasıyla efsanevi büyücünün bir milyon bir yıl önceki kehaneti gerçekleşmiş oluyordu. Kehanet nedense büyücü tarafından dile getirildikten bir milyon yıl sonra değil, tam bir milyon bir yıl sonra gerçekleşmişti. Kehanette Ahmet Bey'in şimdiye kadar başına gelenler bir bir yazıyor, kehanet Ahmet Bey'in devin kılıyla tüyüyle ilgili abuk subuk görevi başarmasıyla sona eriyordu. Ahmet Bey kehanet gerçekleştikten sonra ömrünün sonuna kadar lanetlenmekten kurtulmak için Excalibur'un kılıcını kayalardan çıkarmak zorundaydı. Ahmet Bey çift kapılı buz dolabına atladığı gibi (Ahmet Bey'in atı yoktu) Excalibur'un kılıcının bulunduğu koordinatlara doğru "o eli indir" tehdit içerikli emir cümlesinin anlamını "o eli download et" zanneden bir bilgisayar mühendisi gibi yola koyuldu. Ahmet Bey Excalibur'un kılıcının bulunduğu koordinatlara vardı varmasına ama, Ahmet Bey'in daha önce malikanesinde dedektiflik yapmış olduğu asaletten gebermek üzere olan kont Excalibur'un kılıcını "o kadar asilim ki bu kılıç benim olmazsa dünya patlar" gibi irrasyonel bir gerekçeyle kendisinin ilan etmişti. Bayramlarda, resmi tatillerde ve özel günlerde asil olmaya ara veren kont, Excalibur'un kılıcını kayalardan çıkarmaya çalışan Ahmet Bey'i ölümüne düelloya davet etmişti. Ahmet Bey "şimdi gitmezsem ayıp olur" diye düşünerek "asilim öyleyse varım" demişliği bulunan kontun bu nazik davetini geri çevirmedi. İleri çevirdi. Bir de yanında kuzu çevirdiler mis gibi oldu.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
24 Eylül 2013 Salı
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 23. bölüm
Okurken edebi hislere garkolunması gereken bu değerli eserin son bölümünde deveye hendek atlama konusunda bitirme tezi yazdırmışlığı bulunan insan Ahmet Bey kafa biçminde adlandırıldığı konusundaki spekülasyonların doğru olduğu uzvuna isabet eden Bludger isimli Quidditch topunu bahane ederek kendisini radyoaktif bir vergi iade fişi tarafından ısırıldıktan sonra süper güçlere sahip olan bir süper kahraman zannetmenin tadına varmıştı. Kötülük yapmaktan şiirsel tatlar alan bir şahsın şehir bankasını soymak suretiyle şehir bankasının boxer donuyla kalmasına sebebiyet verdiğini süper kahraman hisleriyle duyumsayan Ahmet Bey olay yerine üç tekerlekli bisikletiyle intikal edip banka soyan şahsiyete güzel yazı defterine 50 kere "bir daha banka soymayacağım" yazma cezası verdikten sonra tavandan ters sarkarak Mary Jane kişisiyle ağızdan öpüşmeyi ihmal etmedi. Mayor biçminde adlandırılan muhtarın içine belediye başkanı kaçmış kişisinden şehrin altın suyuna bandırılmış anahtarını alan Ahmet Bey kendini süper kahraman zannetmekten sıkılıp birkaç dakika kendini etajer kılığına girmiş hayalet avcısı zannettikten sonra kim olduğunu hatırlamaya karar vererek Kaf Dağı'nın ardındaki devin koltuk altından üç kıl yolma görevini gerçekleştirmek için yola koyuldu. Ahmet Bey bu uzun yolda kendini lanet olası olmadığı için meslektaşları tarafından dışlanmış bir federal gibi yalnız hissetmesine rağmen gece yarısında bal kabağına dönüşeceğini bildiğinden yoluna kırkayak kelimesini emir kipinde devrik bir cümle zannettiği için kayak takımlarını parçalayan bir serbest meslek erbabı gibi devam etti. Bu abuk subuk görevi başaramazsa balkabağına dönüşeceğini tuttuğu takım koltuk takımı ve oy verdiği parti doğum günü partisi olan bir olimpiyat komitesi eşbaşkanının trigonometrideki yarım açı formüllerini bildiği gibi biliyordu Ahmet Bey. Fakat bu haddinden uzun betimlemeler Ahmet Bey'e fazlasıyla zaman kaybettirmiş, Ahmet Bey zirvesinde devin yaşadığı Kaf Dağı'nın eteklerine geldiğinde saatler 23:59 un 59. saniyesini göstermişti. Ahmet Bey'in balkabağına dönüşmemek için 1 saniye içinde görevi bitirmesi gerekiyordu. Peki böyle bir şey olay örgüsü böyle saçma sapan olan bir macerada mümkün olur muydu ve olursa nasıl olurdu? Cevabı gönderen ilk 100 kişinin spor araba falan kazanmayacağını açıklar ve bu bölümün sonuna geldiğimizi saygılarımla arz ederim.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
7 Ağustos 2013 Çarşamba
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 22. bölüm
Edebiyat profesörleri tarafından her bir harfine, noktasına, virgülüne kadar incelenmesi gereken bu tarihe ışık tutacak eserin son bölümünde hipodromdaki atlara L şeklinde gitmiyorlar diye kızdığı için rehabilitasyon merkezine yatırılmışlığı bulunan insan Ahmet Bey dev bir böceğe dönüşmüştü. Tam Ahmet Bey bu durumda ne yapacağını düşünürken Sindrella masalındaki peri gelip bir dönem ikinci el tuvalet kağıdı pazarlama işinde çalışmışlığı bulunan Ahmet Bey'i sihirsiz olmayan değneğiyle tekrar insana dönüştürmüştü. Peri biçminde adlandırılan masalsı yaratık "Ben şimdi seni insan yapıyom ama gece yarısı on ikide bal kabağına dönüşecen sonra ben duymadım vay ben bilmiyorum olmasın" biçminde Ahmet Bey'i uyarınca Ahmet Bey "Lan bir iş yapıyon tam yap on ikide bal kabağı olunca ne anladım senin iyiliğinden burnuna kafa atarım bak şimdi" diye sinirlenme provası yapmıştı ama peri biçminde adlandırılan şey pofff diye çok masalsı bir şekilde kaybolunca Ahmet Bey herkesin takım elbiseyle katıldığı toplantıya çiçek desenli bornozla giden bir iş adamı gibi kalakaldı. Ahmet Bey'in balkabağına dönüşmekten kurtulmak için gece yarısına kadar Kaf Dağı'nın ardında yaşayan korkunç devin koltuk altından üç kıl yolması gerekmekteydi. Ahmet Bey bunun böyle olduğunu bilmeye karar vererek zamanında mahalleler arası gülle atma turnuvasında kazanmış olduğu duvardan duvara uçan halısına atladığı gibi Kaf Dağı'nın yolunu tuttu. Gökyüzündeki yolculuğu esnasında uçan süpürgesine binmiş Quidditch oynayan Harry Potter kişisine rastlayan Ahmet Bey "Snitch'i görürsen selamımı söyle" diye bağırarak yoluna devam etmişti. Fakat Quidditch oyununda kullanılan Bludger isimli güllemsi top Ahmet Bey'in kafasına bütün hızının dörtte üçüyle inerek Ahmet Bey'in beyninde sarsıntıya sebebiyet vermiş, Ahmet Bey geçirdiği beyin sarsıntısı sonucu kendisini radyoaktif bir vergi iade fişi tarafından ısırıldıktan sonra süper güçlere sahip olmuş bir süper kahraman zannetmeye karar vermişti. Bu da yetmiyormuş gibi Ahmet Bey gece yarısı olmadan hafızasını geri kazanıp Kaf Dağı'nın ardındaki görevini yerine getiremezse bal kabağına dönüşecekti.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
5 Temmuz 2013 Cuma
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 21. bölüm
Ahmet Bey en son Pegasus'unun genel arıza sebebiyle kesildiğini öğrenip, polinomlar kümesinde bölme işlemi konusunu çalışan bir lise öğrencisinin evinin bahçesinde UFO gördüğünde yaşadığı şoku aruz vezninde ifade etmeye çalışan bir divan şairi gibi depresyona girmişti. Duvarlar adeta tombala oynarken birinci çinkoyu değil birinci alüminyumu yapacağım diye tutturan ve birinci çinkonun tahttan indirilmesiyle tahta ikinci çinkonun çıktığını zanneden bir gıda mühendisi gibi üzerine geliyordu Ahmet Bey'in. Ahmet Bey kendini Mickey Mouse'un imzalı resmini saklayan bir fare gibi kapana kısılmış hissediyor, Tom ve Jerry çizgi filmini izlerken Tom'u tutan bir Voodoo büyücüsünün çamaşır makinasının rezistansı kireçlenmişçesine üzülüyordu. Dedesinin kankisinden kalma yadigar duvar saatinin tiktakları Ahmet Bey'in beynine balyoz gibi iniyordu sanki. Yaşama sevincinin muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeyebileceklerimizdenmişsinizcesine (Türkçedeki en uzun sözcüktür 70 harften oluşur.) elinden alındığını hisseden Ahmet Bey pulbiber sözcüğündeki pul ibaresini İngilizcedeki çekmek fiili (pull) zannettiği için biberleri kendine doğru çeken bir şef aşçı gibi çaresizlik batağına saplanmıştı. Ahmet Bey'in çam ağaçlarıyla çevrili taraçasının güneyinde begonyalar süblimleşmiş, uzun koridorun altın varaklı pencereye açılan vadisi saksağanlarla bezenmişti. Ahmet Bey bu abuk subuk betimlemelere anlam veremeyip yorgunluktan uyuyakaldı. Rüyasında kefilsiz konut kredisi gören Ahmet Bey'i uyandığında bir sürpriz bekliyordu. Ahmet Bey devasa bir örümceğe dönüşmüştü. Aynada kendini örümcek olarak duyumsayan Ahmet Bey "Şimdi işin yoksa nüfus müdürlüğüne gidip ismini Gregor Samsa olarak değiştir." diye mırıldandı.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
26 Mayıs 2013 Pazar
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 20. bölüm
Ahmet Bey asaletinden pırangalar eskiten kontun malikanesinde kapana kısılmış; kontun ergime ısısına uygun biçimde sıvı hale geçen asaleti sandalyeye zincirlenmiş olan Ahmet Bey'i boğabilecek yüksekliğe gelmesine ramak kalmış olmasına rağmen, Lady Macbeth'in elindeki kan lekelerini mosla hoksi beniş lekelere düşman formülü ile çıkarmaya çalışan bir reklam karakteri gibi yükselmeye devam ediyordu. Ahmet Bey kır at şahlanarak geliyordu cümlesindeki kır at tabirini emir kipinde iki fiil olarak algılayan bir edebiyat profesörü gibi kurtuluş yolu arıyordu. Ahmet Bey birdenbire yıllar önce aldığı guruluk eğitimini hatırladı. Buna göre insan meditasyon yaparak kendini her şeyden soyutlayabiliyordu. Bulunduğu durumdan kurtulmak için astral yolla bedeninden çıkarak soyutlanmayı planlayan Ahmet Bey başarılı olamayınca DNS ayarlarını değiştirip yeniden denedi. Yine olmayınca meditasyon arıza hattını arayıp kırk saat "Meditasyon arıza hattına hoşgeldiniz, nirvanaya ulaşamıyorsanız biri, espressoya kaç şeker atıldığını öğrenmek için ikiyi, bir küpün ayrıt sayısını öğrenmek için üçü, kelaynakları koruma altına almanın ozon tabakasını dikiş iğnesiyle delmeye çalışan bir kriptonit imalatçısı üzerinde ne gibi etkiler bırakacağını öğrenmek için dördü tuşlayınız" diye bilimum tuşlara basmasını salık veren abuk subuk bant kaydıyla boğuştuktan sonra bölgede meditasyonların genel kesintiye uğradığını öğrenebilmişti. Ahmet Bey korkunç gerçekle bütün benliğiyle yüzleşti. Eğer Guinness rekorlar kitabı asalet rekoru sahibi kontun sıvılaştırılmış asaleti burun seviyesini geçmeden meditasyonlar gelmezse, Ahmet Bey için bir daha yarın olmayacaktı. Fakat tam bir urasilden bile daha asil olan kontun sıvı haldeki asaleti Ahmet Bey'in burun deliklerine "naber moruk" demek üzereyken meditasyonlar gelmiş, Ahmet Bey kendini soyutlayıp çabucak oradan uzağa ışınlanmış, katil diye adlandırılma sebebi cinayet işlemiş olması olan kişiyi asaleti kurşun geçirmez olan konta teslim ederek dedektiflik ücretini aldığı gibi Pegasus'unu kurtarmak üzere Pegasus bağlama birimine yollanmıştı. Fakat burada hiç beklemediği bir sürprizle karşılaştı Ahmet Bey. Zaten sürpriz kelimesinin anlamından dolayı beklediği bir sürprizle karşılaşması mümkün değildi. Ahmet Bey'in Pegasus'unu kesip sucuk yapmışlardı. Bunu öğrenen Ahmet Bey kendini evine kapatıp şiddetli bir depresyon geçirmeye karar verdi.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
23 Mayıs 2013 Perşembe
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 19. bölüm
Her pasajında çimlere basmayın kırarım ağzınızı karşıdan karşıya geçerken kafanızı Exorcist gibi 360 derece çevirin gibi harikuladelik sınırlarını zorlayan öğütler bulunan bu eğitici ve öğretici eserin son bölümünde bir akupunkturcu kadar elit, bir gazete makalesi kadar müteşebbis ve bir araba sileceği kadar ornitorenk olan kahramanımız Ahmet Bey asaleti yalnız geldiğinde insanların acaba başına bir şey mi geldi diye endişe ettiği kontun malikanesinde işlenen cinayeti işlememiş olmayan kişiyi ya da normal insanların söyleyeceği biçmiyle katili bulmuştu. Fakat bilimum cinayet romanlarında malikane ahalisini ders verecek üniversite hocası gibi toplayıp katili açıklamadan önce kırk saat neyi nasıl anladığını sunumla karışık tek kişilik gösteri havasında anlatan egosu şişmiş dedektiflerin yaptığı gibi, katili açıklamadan önce Ahmet Bey'in cinayeti nasıl çözdüğünü en ince ayrıntısına kadar, kılı yüz otuz sekiz yararak açıklayacaktık. Bilindiği üzere bir cinayet romanı klişesi olarak genelde katil uşak olurdu. Uşak'ın plaka kodu ise 64 olduğuna göre 64 sayısında bulunan 6 ve 4 rakamlarının toplanması ile 10 elde ediliyordu. 10 sayısı ise 1 ve 0 rakamlarından oluşuyordu. 1 ve 0 rakamları bilgisayarlarda kullanılırdı. Ahmet Bey cinayetin bilgisayarlarla ilgisi olduğuna kanaat getirmişti. Derhal internete girip Google arama motoruna "Otele gittiğinde kendisi ve asaleti için iki kişilik oda ayırtan kontun malikanesinde işlenen cinayetin çözümü" yazan Ahmet Bey malikanede çalışan dadının twitter hesabına "I'm at asaleti ayyuka çıkmış kontun malikanesi" diye yer bildirimi gönderdikten birkaç dakika sonra "Burada cinayet işleme keyfi bir başka" diye tweet atarak cinayet işlerkenki fotoğraflarını koyduğunu fark etmişti. 143 kere favorilere eklenip 58 kere retweet edilen cinayet fotolarını kanıt olarak kullanan Ahmet Bey cinayeti çözmüştü. Geçen bölümde yer altında makinisti sorguya çekerken ise makiniste yalnızca asaletinden lazer ışınları çıkarabilen kontun wireless şifresini sormuştu. Ahmet Bey tam cinayeti çözdüğünü Scotland Yard'a telgrafla bildirecekti ki başına aldığı sert bir darbeyle olduğu yere yığıldı. Zira fizik kurallarına göre olmadığı yere yığılması mümkün değildi. Ahmet Bey bilincini yitirmeden önce yalnızca "Twitter'dan çözdüğüm cinayeti niye telgrafla bildiriyorum lan" diye düşünecek kadar zaman bulabilmişti. Ahmet Bey kendine geldiğinde kendini elleri kolları bağlanmış bir biçimde bir odada oturur buldu. Katil kendisini kilitlemişti ve yerden yavaş yavaş kontun sıvı hale geçmiş asaleti yükseliyordu. Ahmet Bey buradan zamanında kurtulamazsa kontun asaleti yavaş yavaş yükselecek ve boğulmasına sebep olacaktı. Heyecan doruğa çıkmış, oradan da "Anne bak napıyorum" diyerek kendini aşağı bırakmıştı.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
22 Mayıs 2013 Çarşamba
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 18. bölüm
Ahmet Bey son ölçümde asalet değerleri normalin üstünde çıkan kontun malikanesine dedektiflik biçminde tanımlanması doğru bir tanımlama yapıldğı anlamına gelen mesleğin gereklerini yerine ve göğüne getirerek katil sözcüğünün kendisini doğru olarak betimleyeceğini söyleyen bir şahsın isabet buyurmuş olacağı vatandaşı bulmak amacıyla teşrif buyurduğunda ilk iş olarak bu tamamı gerçek olaylardan alınmış olan belgesel niteliğindeki eserin 10. bölümünde malikaneye ilk geldiğinde zırt pırt on ikiyi çalan guguklu saate bir daha on ikiyi çalıp ahaliyi tırsıtmaması için kesik at başı göndermişti. Adeta bir Scotland Yard müfettişi titizliğiyle yaptığı araştırmalar sonucu Ahmet Bey olay yerinde hiç ipucu bulamamıştı. Katili bulmak için tek yolun şüphelileri sorgulamak olduğuna kanaat getiren Ahmet Bey sorgulamaya maktülden başlamıştı. Maktüle cinayet saatinde nerede olduğunu sorup tatmin edici veya etmeyici herhangi bir cevap alamayan Ahmet Bey bu vurdumduymazlığa ümüğüne kadar hiddetlenip, sinirden tepinmeye başlayınca zemin çökmüş, Ahmet Bey kendini yeraltında bulmuştu. "Ben şimdi yeraltına girdim diye bir daha çıkamayacak mıyım" diye düşünen Ahmet Bey yeraltında metro diye ifade edilen bir toplu taşıma aracına rastlamış, makinisti asaletinin seviyesini ölçmeye kapasitemizin yetmeyeceği kontun malikanesinde işlenen cinayetle ilgili sorguya çekmişti. Buna göre Ahmet Bey yeraltına inerken bir köstebek yer altında saniyede 4 metre hızla tünel kazdığına, rüzgar kuzeydoğudan eser gibi yapıp aslında çaktırmadan güneyden estiğine ve bir havuzu abuk subuk musluklar 4 saatte ve 6 saatte doldururken beynindeki hücre sayısının gökyüzündeki yıldız sayısına eşit olduğunu iddia eden bir kiralık katil boş zamanlarını "Keşke bir troleybüsüm olsaydı diye düşünenleri korumalıyız" diye düşünerek değerlendirdiğine göre Ahmet Bey bu bilgilere dayanarak katili bulmuştu. Ama okuyucu kırk saat illet olsun diye katili bir sonraki bölümde açıklayacaktık.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
20 Mayıs 2013 Pazartesi
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 17. bölüm
Previously on Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası: Ahmet Bey üst düzey bir şirkette konserve açacağı olarak çalıştığı işinden kovulunca asilliği kendisinden ayrı eve çıkmış olan kontun malikanesine cinayeti çözmeye gitmek için yola çıkmış, fakat asaletin kendisinden bile asil olan kontun yenilenebilir asalet kaynağından süzülen asalet zerrecikleri açık pencereden sızıp yolları kapattığı için olduğu yerde Türk Lirasının simgesi yerine Yahşi Cazibenin Simgesini kullanan bir mali müşavirin Kamboçya'da koalaya yoğuşmalı kombi satmaya çalışırken yakalandığını haberleri izlerken öğrenince şok geçirmeye karar vermek zorunda kalan bir buzdolabı poşeti gibi kalakalmıştı. Fakat bu kalakalışın, Ahmet Bey'in karnından Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız diyemeyen adamdan vantrolog olmaz diye avazının limitlerini zorlarcasına bağırmayı uygarlığın gereği olarak görmekten gurur duyan bir dermatolog gibi pes edeceği anlamına geldiği zannedilmesin. Ahmet Bey böyle engellerden yılmazdı. Fakat ne yalan söyleyelim engelli atletizm koşularındaki engellerden yılardı. Ahmet Bey gençliğinde atletizm takımına seçildiğini, fakat engelli koşuda engel atlamaktan yılıp şehre bir virüs salarak herkesi zombiye dönüştürdüğünü abuk subuk bir tebessümle hatırladı. Ahmet Bey durup durup böyle geçmişinden abuk subuk detayları hatırlamayı adeta huy edinmişti. Vakti zamanında kendisine kırmızı hapı mı alacaksın mavi hapı mı diye soran Morpheus kişisine dayı hapçı mısın sen diyerek mukavemet gösterdiğini de kısa bir süre hatrına getiren Ahmet Bey geçmişinden abuk subuk kareler hatırlamayı burada sonlandırarak, içinde bulunduğu duruma Quidditch oynayan gençlerin topunu kesen asabi bir emekli amca gibi odaklandı. Asaletinin radyoaktif bir element gibi yarılanma süresi olan kontun yolları kapatan asaletini yollara antifriz dökerek deaktive eden Ahmet Bey soluğu malikanede almıştı. Ancak Ahmet Bey soluğu yalnız malikanede değil gittiği her yerde alıyordu. Zira akciğer solunumu yapan bir birey olan Ahmet Bey soluk almadan yaşamak gibi bir lükse sahip değildi. Ahmet Bey bu noktada yine dışkı mevcutmuş gibi geçmiş anılarına dönerek gençliğinde deneysel olarak akciğer solunumu yerine trake solunumu yaptığı abuk subuk günleri hatırladı. Ahmet Bey nihayet intikal edebildiği malikanede dedektiflik yapmaya başlayacaktı fakat abuk oluş derecesi ile subuk oluş derecesi başabaş giden elli tane dolaylı anlatım 17. bölümü çekilip uzatılınca ısındığının bilincinde olmaktan gurur duyan bir lastik gibi uzattığından, Ahmet Bey'in dedektiflik yeteneği olduğunu iddia ettiği şeyini sergilemesi bir sonraki bölüme kalmıştı.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
5 Nisan 2013 Cuma
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 16. bölüm
İnsanda ağızda dağılan bir edebiyat şöleni aperatifi hissiyatı bırakan bu müthişlikte sınır tanımamayı şiar edinmiş eserin bu bölümünde Ahmet Bey'in Pegasus'unu ve ehliyetini kurtarmak için üst düzey bir şirkette konserve açacağı olarak çalışmaya başlamasını kaçınılmaz kılan olayların devamında nelerin olacağı ile ilgili onulmaz merakınızı bir nebze olsun onulur kılmaya çalışacağız. Ahmet Bey boş zamanlarını örnek bir vatandaş olarak değerlendiren bir kişi olduğundan fabrikada işlerini hiç aksatmamış, çok düzgün bir çalışan olmuştu. Fakat Ahmet Bey'in bu içinde mantıcıların bile mantık hatası bulamayacağı güzide eserin 5. bölümünde geleceğe gittiğinde karşılaştığı alüminyum folyo giyen adam sabah dokuz akşam beş abuk, mesai saatleri dışında ise subuk olan bir intikam planı yapmış; pazardan yaşadığı çağın para birimiyle 5 Derbiyesizya Sığırı'na aldığı zaman makinesini günümüze gelmekte kullanıp, Ahmet Bey'in patronunu doldurarak günde üç öğün örnek alınması gereken kahramanımızı işinden kovdurmuştu. Ahmet Bey bunun üzerine birkaç bölüm önce koltuk altı kılları bile asil olan kontun malikanesinde dedektiflik yaptığını, fakat araya şanzıman dişlisi, Samara ve Lord Voldemort gibi detaylar spam posta gibi girdiğinden katil diye tabir edilen cinayet işlemekle görevli kimliği cinayet romanının sonuna birkaç sayfa kala açıklanan kişiyi yakalamayı unuttuğunu kızgın kumlardan serin sulara, cevap ver serin sular diye telsiz anonsu yapan bir ajan gibi hatırladı. Ahmet Bey asilliği uzaydan görünen kontun malikanesine sarsılmaz su geçirmez yanmaz yapışmaz bir görev bilinciyle yollandı. Fakat malikanenin açık kalan pencerelerinden sızan kontun asilliği yolları kapatmış, malikaneye ulaşımı imkansız hale getirmişti. Ahmet Bey'in bu engeli aşıp malikanede araştırma yapabilmek için bir yol bulması gerekiyordu.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
31 Mart 2013 Pazar
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 15. bölüm
Ahmet Bey'in üst düzey bir şirkette konserve açacağı olarak çalışmaya başlamasına sebep olmayacak olduğunun söylenmesinin yalan beyan olacağı olaylar zincirinin kalmadığı yerden devam edecek olduğu bu bölümde, demin de belirttiğimiz gibi olaylar kaldığı yerden devam etmeyecek, okuduğunuz bölümde bambaşka bir zaman dilimi itibariyle vuku bulan olaylar ele alınacaktı. Cilalı taş devrinden vernikli taş devrine geçiş döneminde dinazor avcılığı yapan, dinazorların ağzını kırası olan bir adamın aklına "Keşke Microsoft'un CEO'su olsaydım" diye bir hayıflanma içeren düşünce gelmiş, kelebeğin kanat çırpışının dünyanın bilmemnesini oynatabileceği falan gibi fantastik film şeyleri neticesinde bu düşüncenin gelmesi rönesans döneminde boş zamanlarını arşidüklük yaparak değerlendiren bir demirci ustasının obua çalarken koalaya manikür yapma arzusuyla dolmasına sebep olmuştu. Derhal kralın huzuruna çıkıp bu arzusunu belirten bahse konu şahıs kral tarafından yeterli obua ödeneği bulunmadığı gerekçesiyle reddedilince, çıkma teklifi reddedilen ergen tribine girmiş, "Kimse beni anlamıyooo" diye ağlama kararı almıştı. Aynı dönemde komşu ülkeye savaş açası gelen kral ülkedeki bütün obuaları ve koalaları seferber etmiş, kurduğu bu abuk subuk ordunun başına da işte bu reddettiği abuk subuk şahsı geçirme kararı almıştı. Fakat kalbi kırılan kahramanımız "Banane banane ben küsüm o kralla bi kerem taam mııııı" biçminde trip dili ve edebiyatına güzide katkılar yapınca kral pişman olmaya karar vererek abuk subuk trip atan şahsa yalvarıp ayağının altını öpmüş, kaburgalarını onore etmiş, burun kıllarını saraya demirbaş olarak yazdırmıştı. Bunun üzerine obualardan ve koalalardan oluşan abuk subuk ordunun başına geçmeye karar veren abuk subuk komutan düşmanın ağzını kırılmaya ikna ederek büyük bir zafere imza atmamış, okuma yazma bilmediği için parmak basmıştı. Bunun üzerine parmağına bulaşan mürekkep lekesini mosla beniş oksi abuk subuk hareket formülüyle çıkmaya ikna eden abuk subuk komutan, bütün bu yazılanların Ahmet Bey'in macerasıyla tamamen alakasız olduğunu fark ederek bundan sonraki bölümde Ahmet Bey'in üst düzey bir şirkette konserve açacağı olarak çalışmaya başlamasının ardından olan olayları anlatmak üzre bu abuk subuk bölümü burada sonlandırmıştı.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
10 Mart 2013 Pazar
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 14. bölüm
Ahmet Bey geçen bölümde vuku bulan mantık düşmanı olaylar sonucunda bedenine girmiş bulunduğu Halka filminden Samara'nın suratının gözükmesini engellemekle görevli abuk subuk saçlarını bayan kuaföründe güzelce kestirip kız çocuğu gibi ördükten sonra Mordor'a doğru yol almak maksadıyla eşya piyangosundan kazandığı evcil Pegasus'una (Mitolojide kanatlı at) binerek her anı bir öncekinden fantastik olan bir yolculuğa çıkmıştı. Bu yolculuğun fantastikliği fizik yasalarına göre sabit ivmeli artış göstermekteydi. Ahmet Bey tam Pegasus'unun teybinde güzel bir şarkı açmış, hava sahasını trafik işaret ve levhalarına uyarak Mordor'a ulaşmak amacıyla kullanıyorken beklenmeyen bir şey olmuş, Ahmet Bey'in Pegasus'u karşı yönden gelen bir tarifeli uçakla çarpışmıştı. Olay yerinde tutulan tutanak sonucu Ahmet Bey sekizde sekiz kusurlu bulunmuş, oradan da sekizler sadeleşince bir bölü bir eşittir bir çıkıp sorunun cevabı ÖSS iken YGS olan ve canı sıkıldıkça isim değiştiren sınava hazırlık kitapçığına A şıkkı olarak işaretlenince Ahmet Bey'in Pegasus'u bağlanmış ve fantastik yaratık tipi sürücü ehliyetine el konulmuştu. Ahmet Bey bu yeni olayın şokuyla birdenbire kendi bedenine dönüvermiş, şanzıman dişlisi de bunun etkisiyle eriyerek doğada kaybolmuştu. Ahmet Bey böylece bedenine dönme sorunundan kurtulmuş oluyor, fakat bağlanan Pegasus'unu ve el konulan ehliyetini geri kazanmak için yüklü bir tazminat ödemesi gerekiyordu. Ahmet Bey bu durumda hikayemizin ilk bölümünde olayların kendisinin işe gitmek için hazırlanıp dışarı çıkmasıyla başladığını hatırladı. Ne var ki başına sayısız fantastik absürdlük gelen Ahmet Bey gitmek üzere hazırlandığı işe hala gidememiş ve işinden devamsızlık sebebiyle kovulmuştu. Neyse ki Ahmet Bey'in yeni bir iş bulması zor olmamış, Ahmet Bey Pegasus'unu ve ehliyetini kurtaracak parayı biriktirmek amacıyla üst düzey bir şirkette konserve açacağı olarak çalışmaya başlamıştı.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
16 Şubat 2013 Cumartesi
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 13. bölüm
Tamamiyle mantık kurallarına uygun olarak, içinde en ufak mantık hatasının bulunmayacağı şekilde özel tekniklerle yazılmış bu nadide eserin son bölümünde ailemizin kalsiyum fosfatı, yoğuşmalı kombi insan Ahmet Bey şanzıman dişlisine dönüşmüştü. Ahmet Bey'in bedenini ele geçiren kötülükten sorumlu derbiyesizlik bakanı Lord Voldemort "Lan arkadaş madem beden ele geçirdim bari beden eğitimi yapayım da ele geçirdiğimin beden olduğu anlaşılsın" diye düşünerek gecenin köründe pazarlama reklamları tarafından "Çok çalışmadan harika bir vücuda mı sahip olmak istiyorsunuz? Hemen arayın 15 gün iade garantisiyle epirojenik derbiyesiz spor aletine sahip olun. Hemen arayın yanında ornitorenk kusmuğu solüsyonuna ücretsiz sahip olun. Şimdi arayın kırmayayım ağzınızı" şeklinde tanıtılan abuk subuk spor aletleriyle vücut çalıştı. Fakat Lord Voldemort'un asıl amacı Harry denilen bir büyücüyü öldürmekti. Bunun için 3G özellikli, Bluetooth'lu, fotoğraf çekip internete girebilen bir büyücü asasına ihtiyacı olduğu çıkarsamasını yapan Lord Voldemort hiç vakit kaybederek yola koyuldu. Zira Lord Voldemort'un evden çıkmadan önce altı bin iki yüz seksen beşe kadar saymak gibi bir huyu vardı ve bu kendisine bir hayli vakit kaybettirmişti. Fakat Lord Voldemort'un bilmediği bir şey daha vardı. Önceki bölümlerde açıkladığımız üzre Halka filmindeki Samara lanetlenmiş olan Ahmet Bey'i öldürmeye gelecekti. Lanetin vakti dolduğunda Samara Ahmet Bey yerine onun bedenindeki Lord Voldemort'u, Ahmet Bey zannederek öldürmüştü. Bu durumda büyücü yasaları "Terli terli soğuk su içme evladım" diye uyarınca bedeni ölen Ahmet Bey hapsolduğu şanzıman dişlisinden kurtulup, bedenini öldüren Samara'nın bedenine girmiş, bedeninden "Etiyopya'dan görümcemin kankisi gelecek evi boşaltın" tümcesine maruz kalmış bir kiracı gibi çıkmak zorunda kalan Samara ise şanzıman dişlisine girmişti. Lord Voldemort ise öldürülmüş olduğundan Ahmet Bey'in bedeni boş kalmıştı. Ahmet Bey'in kendi bedenine geri dönebilmesinin tek bir yolu vardı. Ahmet Bey içinde Samara'nın bulunduğu şanzıman dişlisini götürüp Mordor'un alevlerine atmak zorundaydı. Ahmet Bey bunun böyle olması gerektiğini "Fantastik manyaklıklar hakkında derbiyesiz bilgiler antolojisi" ismindeki edebi eseri okuduğundan biliyordu. Ahmet Bey şanzıman dişlisini Mordor'a atmayı başarabilecek miydi? Bundan sonra neler olacaktı? Neler olacağı bilinmez fakat bu bölümün sonunda öncekiler gibi elli tane abuk subuk soru olmayacaktı.
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
7 Ocak 2013 Pazartesi
Ahmet Bey'in Soluk Kesmeyici Macerası 12. bölüm
Ahmet Bey daha önceki bölümlerde uygulamasız olarak anlattığımız mantığın yanından yöresinden geçmeyen olaylar sonucunda başkanlığa adaylığını koymuştu. Fakat Ahmet Bey'den hoşlanmayan birisi bu başkanlık seçimine Ahmet Bey'e rakip olarak katılmayı ve başkan olamayan Ahmet Bey'den Halka'nın laneti aracılığıyla kurtulmayı planlıyordu. Bu birisi siz okuyucuların bilmemkaç bölüm önceye giderek tahmin ettiği gibi daha önceden Ahmet Bey'in ruhunu ele geçirmeye kalkışmış olan şeytan değildi. Hayır, Ahmet Bey'in seçimlerdeki rakibi daha önce Ahmet Bey'i %85i asaletten oluşan kontun malikanesinde dedektiflik yaparken görmüş ve Ahmet Bey'in dedektiflik yeteneklerini kıskanmış olan ünlü dedektif Sherlock Holmes'un piposuydu. Ahmet Bey seçimlerdeki rakibinin bir insan değil, bir pipo olduğunu öğrenince şok geçirip 12 dakika 46 saniye boyunca kendisini krank mili zannetmeye karar verdikten sonra kendine gelebilmişti. Propaganda konuşmasında rakibine "Bu bir pipo değildir!" sözleriyle yüklenen Ahmet Bey'e Sherlock Holmes'un piposunun avukatları tarafından hakaret davası açılmıştı. Ahmet Bey çıkarıldığı mahkemede suçlu bulunarak 15 gün üzerinde şanzıman dişlisi taşıma cezasına çarptırılmıştı. Ahmet Bey kendi kendine "Keşke cezasına değil de Sagopa'sına çarptırılsaydım" diye mırıldanarak şanzıman dişlisini inventory'sine katıp atına binerek en yakın hana doğru yol almaya başladı. Zira Ahmet Bey içinde bulunduğu romanı bir şovalye romanıyla karıştırmıştı. Ahmet Bey kendi kendine "Nerde la bu gıral arturun sarayı" diye imla hatalarıyla dolu bir biçimde söylenirken farkında olmadığı bir şey vardı. Üzerinde taşıdığı şanzıman dişlisi Lord Voldemort'un hortkuluklarından biriydi. Hortkuluğun dayanılmaz ferahlığı Ahmet Bey'i cezbetmiş, adeta gofret reklamında arası müthiş krema ortası aşırı süper çikolata böyle efendim enfes karameli olsun müthişlikte sınır tanımayan nugası olsun falan öyle bir çikolatalı gofreti dağ esintisi havasında yerken rezistansı kireçlenmeyip beyazları beyaz kalmış, Okan Bayülgen'leri Okan Bayülgen kalmışçasına bir acayip huşu içerisine sevketmişti. Fakat hortkuluk denen sihir bakanlığının 1234 no'lu talim ve terbiye bilmemnesi "kısın o müziği kafa bu kafa" diye uyarınca A sınıfı sihirli eşya kategorisinde sayılan aygıt Ahmet Bey'i etkisi altına ve bütküsü gümüşe almış, Lord Voldemort denen boş zamanlarını kötülük yaparak değerlendiren şahıs Ahmet Bey'in bedenini ele geçirmişti. Ahmet Bey girecek beden bulamayıp mecburen Lord Voldemort'un çıktığı şanzıman dişlisine girmişti. Ahmet Bey eski bedenine dönebilecek miydi? Yoksa bundan sonraki hayatını şanzıman dişlisi olarak geçirmeyi öğrenmek zorunda mı kalacaktı? Lord Voldemort Ahmet Bey'in bedeniyle ne yapmayı planlıyordu? Bu maceranın olay örgüsü dingilleşmeye devam edecek miydi? Alp Er Tunga ölmüş müydü? Issız acun kalmış mıydı? Sepette on yumurta varken altı çıkınca kaç kalmıştı? Hepsi ve daha fazlası Ahmet Bey'in soluk kesmeyici macerası 13. bölümünde...
DEVAM EDECEK
DEVAM EDECEK
Kaydol:
Yorumlar (Atom)