5 Ağustos 2025 Salı

Görevimiz Serhat Bölüm 6: Kılıktan Kılığa

 Padişah Serhat'ı huzuruna çağırdığında Serhat çizgi roman dergilerini sıraya diziyordu. Dergileri bırakıp padişahın huzuruna yollandı 

-Serhat evladım çok önemli bir çipi ele geçirmen lazım. Adresi şu kağıda yazdım. Sana güveniyoruz.

-Merak etmeyin padişahım tedbil-i kıyafet hallederim!

Serhat kılık değiştirip adrese yollandı. Büyük bir köşke gelmişti. Kapıyı çaldı.

-Buyurun ne istemiştiniz?

-Serhat su. Siparişinizi getirdim. 

-Yanlışınız var, biz su istemedik ki.

-Planlanan su kesintisinden önce herkese böyle önlem olarak su dağıtıyoruz. 

-Tamam geçin damacana şu odaya gidecek.

Serhat girdi, vakit kazanmak için damacanayı sebile takma işini ağırdan aldı. Derken konuşmalar duyunca kulak kabarttı.

-Çip burada güvende değildi. Çipi çalmak için casuslar geliyor diye iki sokak aşağıdaki köşke taşıdık

-İyi düşünmüşsünüz efendim, isabet olmuş. 

Serhat sebili takıp şüphe çekmeden köşkten çıktı. Diğer köşke de sucu kılığında gitse şüphe çekerdi. Saraya dönüp kılığını değiştirdi. 

Serhat çipin götürüldüğü köşkün kapısını çaldı. Bu kez daha direkt yoldan sonuca gitmeyi hedefliyordu. 

-Benim adım Jesse James. Lanet çipi hemen ortaya çıkarmazsanız lanet karnınızı mermiyle doldurmak zorunda kalırım. (Serhat üzerine bir kovboy kıyafeti geçirmişti.)

Karşısındaki uşak korktu. "Tabi, şöyle buyurun" diye titreyerek Serhat'ı içeri aldı. Serhat bekledi, derken birden Serhat'ın başına bir ağırlık indi; Serhat kendinden geçti. 

Serhat kendine geldiğinde bir sandalyeye bağlanmıştı ve karşısında bir adam elektrik vermeye yarayan işkence aleti tutuyordu.

-Nihayet kendine gelebildin gringo, yoksa Serhat su mu demeliyim? Senden şüphelenip mahsus o konuşmayı yaptık ama şimdi konuşmayı sen yapacaksın yoksa üzerinden şehir trafosu geçer. Kimin adına çalışıyorsun?

Serhat kendine geldiğinde kendini sıktı, birden Serhat'a bir deli gücü geldi, ipleri koparıp adamın üzerine saldırdı. Ne oluyor demeye kalmadan Serhat adamı bayıltıp sandalyeye bağlamıştı. Köşkten çıkan iki adamı takip etmeye koyuldu. Böylece onu çipe götüreceklerini umuyordu. Adamlar deniz kenarında bir teknede başka adamlarla buluştular. Serhat yine kılık değiştirdi. Adamların peşinden tekneye daldı.

-Sen de kimsin be adam?

-Ben denizci Temel Reis uşağum, takamın kaptanıyum ha buraya.

Diğer adamlar rahatsız olmuş görünüyordu

-Bu balıkçı nereden çıktı? Yoksa bizi oyuna mı getirdiniz, yalnız buluşacaktık!

-Biz bunu tanımıyoruz ama siz tanıyorsanız bilemeyiz!

Birden iki grup arasında çatışma çıktı. Serhat "Uyy hamsi aşkına" diye sağlam bir kolonun arkasına tünedi. İki grup birbirini vurdu, adamlardan birinin getirdiği çantayı Serhat açtı, çip oradaydı! Bu kadar ceset sahil güvenliğin dikkatini çekmeden Serhat oradan uzaklaşmalıydı. Yine kılık değiştirdi. 

Serhat limandan hızlı adımlarla çıkarken bir bekçi arkasından seslendi:

-Hop hemşerim! Dur bakalım! Sen kimsin?

-Men azeriyem buraya taze gelmişem 

Bekçi alnını kırıştırdı, şüphelenmiş gibi durdu, sonra

-Hoş gelmişsen kardaş hadi buyur

Serhat dikkat çekmemek için tekrar kılık değiştirip saraya yollandı. 

Padişah bekliyordu. Görevliler bir haber getirdi.

-Padişahım kapıda değişik bir adam var ne dediğini anlamıyoruz. 

-Alın bakalım içeri ama dikkatli olun 

Serhat siyahi repçi kılığına girmişti, tişörtü, kolyeleri falan tanınmaz haldeydi. 

-I'm a gangsta rapper yo!

Padişah baktı, baktı

-Kimsin kardeşim?

-Padişahım ben Serhat, görev için kılık değiştirmiştim. Artık saraya girdiğime göre tehlike kalmadı, çipi getirdim.

-Aferin oğlum öyle ustaca kılık değiştirmişsin ki biz bile tanıyamadık. 

-Padişahım özel değilse bir şeyi merak ettim, bu çip ne işe yarıyor?

-Serhat'çım ne işe yaradığını ben de tam bilmiyorum ama buna Commodore 64 diyorlar.

-Peki padişahım bu Commodore 64 ise ilk 63 model nerede?

SON

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder