Bu hikayemiz daha önceki hikaye serilerinden tanıdığımız obualı koala kralının krallığının başında olduğu bir evrende geçmektedir.
Obualı koala kralımız, canımızın içi, bağrımıza bastığımız, alnını yaladığımız, koltuk altını emdiğimiz sarayını sümüklerinin sayımını yapmak için kapatmıştı. Bu hikaye obualı koala kralının dokuz sümüklü olduğu evrende değil, milyonlarca sümüğün her gün obualı koala kralının burnundan dışarı ve dışardan içeri vızır vızır işlediği, sümüklerin sosyal hayatının olduğu bir evrende geçiyordu. Obualı koala kralı sümüklerine sayım yapıp envanter çıkaracaktı.
Basamakta çarpmayın otomatik kapı durur yeni icadı olan diş fırçalarken piyano çalabilme iksirinin patentini almak için saraya doğru yola koyuldu. Ama dedik ya saray sümük sayımı nedeniyle kapalı. Basamakta çarpmayın otomatik kapı durur beklerken kök salıp ağaçlık kariyerinde emekliliğe gün sayarken, özenle hazırladığı dişlerini fırçalarken piyano çalabilme iksiri beklemekten bayatlamıştı.
Aylar sonra obualı koala kralının sümük sayımı tamamlanıp tamı tamına kök üç sümüğü olduğu anlaşıldığında basamakta çarpmayın otomatik kapı durur beklediği iksir patentini alabildiyse de, dişlerini fırçalarken piyano çalamamaktan muzdarip müşterisi bozuk iksirden dolayı midesini bozarak çevresindeki cisimlere kusmuk torbası muamelesi yapmıştı. Bu durum müşteri adlı dişlerini fırçalarken piyano çalamayan organizmanın basamakta çarpmayın otomatik kapı durura tazminat davası açmasına sebep oldu ve patentin sarayın sümük sayımından dolayı kapalı olması nedeniyle geciktiği, iksirin beklerken bayatladığı anlaşıldığından obualı koala kralı tazminata mahkum edilerek dişlerini fırçalarken piyano çalamayan müşteriye tazminat olarak krallığını ödemek zorunda kalmıştı.
Dişlerini fırçalarken piyano çalamayan müşteri olarak tanıdığımız yeni kral aslında dişlerini fırçalarken piyano çalabiliyordu. Hatta dişlerini fırçalarken çaldığı piyanoları sergilemek için bir çalıntı piyanolar müzesi bile açmıştı. Dişlerini fırçalarken piyano çalamıyormuş gibi iksiri alması da, iksirin patentini obualı koala kralının sümük sayımına denk getirip iksiri bayatlatarak kendini hasta edip tazminat davasıyla krallığın başına geçmesi de tüyler ürpertici ve kıllar apıştırıcı planının bir parçasıydı. Obualı koala kralını sümük sayımına ikna etmek için tam basamakta çarpmayın otomatik kapı dururun yakında dişlerini fırçalarken piyano çalabilme iksirinin patentini alacağını kendisine söylediği gün krallıktaki nezih bir davete katılmış, kralın duyabileceği şekilde "Çok merak ediyorum, acaba Yüce Kralımız kaç sümüklü?" diye bir yorum yapmıştı.
Dişlerini fırçalarken piyano çalabilen kral hain planıyla krallığı ele geçirdikten sonra kötü adamlığın gereğini yerine getirmek için kötü adam kahkahası atmaktaydı ki, bir ses duyuldu: "Ne yaptığını biliyorum ve hesabını vereceksin!"
Dişlerini fırçalarken piyano çalabilen kral birden taş kesildi! O ses! Olamazdı!
"Yıllar önce bana yaptığın yanına kalmayacak!" diyordu ses.
Tam bu sırada dişlerini fırçalarken piyano çalabilen kralın üzerindeki tavandan kiriş düşerek kralın beyin kanamasından ölmesine neden oldu. Eski kral "şimdi bi de kral bulmakla uğraşmayalım" diye tekrar tahta oturtuldu.
Dişlerini fırçalarken piyano çalabilen kraldan intikam isteyen kim miydi? Yıllar önce veresiye defterinde yazan borçları ödemeden mahalleden kaçtığı için kin besleyen eski mahalle bakkalı idi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder