Bu sürükleyici olduğu için kendimizi okurken kıtalararası yolculuk
yapmış olarak bulabileceğimiz abuk subuk eserin son bölümünde hayalet
avcısı diye tanımlanan birey Ahmet Bey'in evindeki hayaletleri etkisiz
hale getirmiş, adeta toplama işleminde sıfır ya da çarpma işleminde bir
kıvamına getirmişti. Bunu yapması karşılığında Ahmet Bey'den kendisine
altın semer vurulması benliğinde bir değişime yol açmayan hayvan yüküyle
para istemesi neticesinde Ahmet Bey kısa zamanda para kazanmak zorunda
olduğuna kanaat getirmişti. Ahmet Bey sağdan soldan bozuk paraları
toplamak için bir metal dedektörü almaya karar vermiş, fakat bunun
yerine yanlışlıkla metal dedektifi tutmuştu. Dedektif bir taraftan metal
müzik dinleyip kafa sallarken bir yandan büyüteciyle olay yerini
incelemiş, fakat hiçbir şey bulamamıştı. Ahmet Bey dedektifin
başarısızlığının şokuyla bir süre kendisinin obua çalabiliyor olduğunu
zannetmeye karar verdi. Fakat tam bütün umutlar bitmek üzereyken, tam
böyle lan artık daha ne olsun arkadaş deme noktasına böyle ramağımsı
gibi ama tam da ramak olmayan bir şey kalmışken, Ahmet Bey'in gözüne bir
gazete ilanı çarpmıştı. Ahmet Bey gözünün üstüne buz torbasıyla basınç
uygulayarak ilanı okudu. Buna göre abuk subuk hareketin düşman
işgalinden kurtuluş yıldönümü vesilesiyle yüz milyar ödüllü bir yarışma
düzenlenecekti. Yarışmaya hemen başvuru yapıp gözüne tuttuğu buz
torbasını bu kez başına tutmak zorunda kalan Ahmet Bey ile birlikte
asaletini elim bir kazada kaybeden aşırı sıradanlık sendromundan
muzdarip kont ile tellak adı verilen cisim katılmıştı. Yarışmanın
kurallarına göre yarışmacılar aynı anda kafalarındaki düşünceleri tek
tek saymaya başlayacaklar, iki bin dört yüz otuz sekiz düşünceyi ilk
olarak sayan yarışmacı birinci olup büyük ödülü alacaktı. Yarışma
sonucunda birinci gelen düşüncelerini sekizer sekizer gruplara ayırarak
saymayı akıl eden tellak adı verilen cisim olmuştu. İkinci olan asaleti
mazide kalmış sıpsıradan kont, birinci olmaya çok yaklaşmıştı ancak pit
stop'larda çok zaman kaybettiğinden ikinci olabilmişti. Fakat ikinci
olduğu için teselli ikramiyesi olarak asaleti iade edilen kont, artık
eski günlerdeki gibi aşırı dozda asalet kullanabilecekti. Ahmet Bey ise
kafasında düşünce diye bir oluşum olmadığından diskalifiye edilmişti.
Fakat tam hayalet avcısının hizmet bedelinin son ödeme gününde zengin
diye tabir edilen bir madde Ahmet Bey'in evine gelip, kendisine beş duyu
ile algılanamayan bir şey satması halinde yüz milyarlık ödeme yapmayı
teklif etmişti. Ahmet Bey beş duyu ile algılanamayan şeyin satışını
gerçekleştirdiğini beyan ederek parayı zengin diye tabir edilen maddeden
alıp hayalet avcısına vermişti. Fakat Ahmet Bey'in aslında beş duyu ile
algılanamayan bir şeyi satmadığına, aksi ispatlanamayacağından parayı
alabilmek için yalan söylediğine kanaat getiren Müfettiş Clouseau adlı
boş zamanlarını panterleri pembeye boyayarak değerlendiren şahsiyet,
Ahmet Bey'i dolandırmayıcı olmayanlık, kısaca dolandırıcılık suçundan
tutuklayıp cezaevine koymuştu. Ahmet Bey'in konulduğu yerin cezaevi
olduğunu evden "mamama mimimi mikrofon şov" biçminde seslerin
yükselmiyor olmayışından ya da yükseliyor oluşundan anlayabiliyorduk ya
da anlayamıyor değildik.
DEVAM EDECEK