Ahmet Bey tersten natyeş diye okunan mahlukat konsantresinin haince olduğu kadar hayvan oğlu hayvanca da olan planları neticesinde zaman içinde farklı bir boyuta ışınlanmıştı. Ahmet Bey etrafına bakındığında karşısında 'DİKKAT MAYIN TARLASI' yazan bir tabela gördü. Zira Ahmet Bey'in mevcut koordinatlarının ziyadesiyle yakınlarında çiftçi biçminde adlandırılmasında sakınca bulunmayan bir birey tarlasına mayın ekiyordu. Evet, Ahmet Bey'in bilmediği üzere gönderildiği çağda mayın bir silah değil, bir bitkiydi. Fakat bu çağın günümüzden tek farkı bu değildi. Bu çağın ölçü birimlerine göre 1 saat 24 gün, 1 gün 365 yıl, 1 nanosaniye 500 hafta ediyordu. 1 kilokalori 5 coulomb, 1 kilogram 1000 ton, 1 santilitre 500 kilometre, 1 abuk 3 subuk, 1 ışık yılı 78 potasyum haftası, 1 korner 3 penaltı ve 3 yemek fişi bir nükleer füze ediyordu. Bu çağın gelenekleri de günümüzden epey farklı olup, insanların reşit olma yaşı 60, emeklilik yaşı 18, silah kullanma yaşı 5, oyuncak ayı edinme yaşı 120 idi. Oy kullanma yaşı 78 olup halk oy birliğiyle yönetici seçmiyor, yöneticiler oy birliğiyle halk seçiyordu. Seçim propagandaları ise seçimden önce değil sonra yapılırdı. Bu çağın insanları hamurlarını Maya takvimine göre mayalıyorlar, abuk subuk hareket yapmayan adama kız vermiyorlardı. Abuk subuk hareket yapmanın statü göstergesi sayıldığı bu çağda asiller halka karşı direniş hareketi başlatmışlardı. Bu arada biz manyak gibi Ahmet Bey'in macerasıyla hiç alakası olmayan bu detayları yazarken, alüminyum folyo giyen bir adam Ahmet Bey'e yaklaşarak:
-xwoqwwkx xswwoaqw?!:)%
diye bir cümle kurdu. Burada bilmemiz gereken durum, bu çağın insanlarının geleneksel kıyafetinin alüminyum folyo olduğu ve adamın günümüz dilindeki söyleyişiyle Ahmet Bey'e 'Lazer tabancası üreticilerine parmak atanlar derneğine nasıl gidebilirim?' diye sorduğuydu. Ahmet Bey uzaylı dili ve edebiyatında zayıf olduğundan adamın dediğini anlamamış ve alüminyum folyo giyen adamın kendisiyle ağırlıksız makara yaptığına kanaat getirerek:
-Oyalama beni işim gücüm var alüminyumun simgesi kılıklı tenis kortu şempanzesi insan, diye bir argüman öne sürdü.
Fakat alüminyum folyo giyen adam bunu anlamayıp Ahmet Bey'in kendisiyle sürtünmesiz makara yaptığına kanaat getirmişti. Ahmet Bey'i moleküllerine ayırmak için lazer tabancası dışında bir isimle anılmasının uygun olmadığı makinesini çeken adam lazerin ayarını 'ABUK SUBUK HAREKET' konumuna getirmişti. Fakat aşırı derecede dangalak ve sığır olan adamın yaptığı hesap hataları neticesinde Ahmet Bey moleküllerine ayrılmak yerine kendi zamanına geri ışınlanmıştı. Fakat buradaki problem Ahmet Bey'in 3 dakikası kalmış bir saatli bombanın önüne ışınlanmış olması ve herkesin Ahmet Bey'i bomba imha timinden zannetmesiydi. Kaçacak zamanı olmayan Ahmet Bey hayatta kalmak istiyorsa bombayı integral sabitini yazmayı unuttuğu için puanı kırılan bir öğrencinin ayakkabı numarasıyla hafta sonunu paintball oynayarak geçiren bir istihbarat ajanının yaşının toplamının periyodik cetvelde şimdiye kadar keşfedilen elementlerin sayısını verdiğini iddia eden kimyagerin savlarına belgelerle karşı çıkmaya hazırlanan bir üniversite dekanının dünya satranç şampiyonunu mangal partisine davet ettiğini matah bir şeymiş gibi manşetten veren gazetenin yazı işleri müdürünün arabasını değiştirmek amacıyla gittiği galerinin sahibinden aldığı borcu geri ödemeye yanaşmayan bir tuhafiyecinin düzenli olarak gittiği aile psikoloğunun yazdığı bir makalede imla hatası olduğunu fark eden bir Türk dil kurumu çalışanının bir zamanlar dağcılık sporuyla ilgilenmiş olduğunu bilen bir inşaat mühendisi gibi imha etmek zorundaydı. Peki bomba imha konusunda hiçbir bilgisi olmayan Ahmet Bey bunu nasıl başaracaktı?
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder