28 Haziran 2025 Cumartesi

Çılgın Suphi'nin Maceraları bölüm 7: Hayaletli Köşk

 Suphi paranormal olayları düzenleme biriminde çalışıyor, hayaletler gibi doğaüstü varlıkların yol açtığı durumlarla ilgileniyordu. O gün yine hayaletlerin musallat olduğu bir köşkten telefon almıştı. Gerekli malzemeleri yanına alan Suphi köşke doğru yola koyuldu. 

Köşkün sahipleri evli bir çift olan Rıfat Bey ile Tuğba Hanım idi. Köşkün girişinde Suphi'yi karşıladıklarında ikisi de oldukça korkmuş görünüyordu. Söylediklerine göre paranormal varlıklar köşke musallat olmuş, köşkte açıklanamaz olaylar vuku bulmuştu. Kapıların pencerelerin ürkütücü bir şekilde kapanıp açılması, köşkten gelen tuhaf uğultu sesleri ve duvarlarda rastgele belirip kaybolan kanla yazılmış küfür ve tehdit mesajları ev sahibi çifti çaresiz hale getirmişti. Son umutları Suphi gibi bir paranormal aktivite uzmanına başvurmaktı.

Suphi bu gibi olaylara meslekte sık rastladığından paniğe kapılmadı. Akıllı telefonundan Whatsapp uygulamasını açıp hayaletlere mesaj gönderdi. Paranormal varlıklarla iletişim kurarken standart prosedür buydu. Önce barışçıl yollar denenirdi. Suphi hayaletlere ikram etmek için bir kutu baklava da yaptırmıştı. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım diye mesajını gönderip cevap beklemeye başladı.

Köşkün sahipleri kuşkuluydu. Tuğba Hanım endişeyle "Suphi Bey bu hayaletler aylardır bu köşkü bizim için yaşanmaz hale getirdi, bu şekilde iletişim kurabileceğimizden emin misiniz?" diye sorunca Suphi rahat bir tavırla "Endişe etmenize gerek yok, barışçıl prosedürlere riayet etmezlerse başka çözüm de var; önce bu yolu deneyelim" dedi.

Birkaç dakika sonra köşkün kapıları ve pencereleri yine uğultuyla açılıp kapanmaya başladı. Akabinde duvarlarda yine kanla yazılmış mesajlar belirmeye başladı:

"SUPHİ İLKOKULA GİDERKEN HOŞLANDIĞI KIZIN ÖNÜNDE ALTINA İŞEMİŞTİ"

Bu yazı kaybolup yerini bir diğerine bıraktı:

"SUPHİ LİSE SONA GİDERKEN KİMYA ÖĞRETMENİNİN ARABASININ LASTİKLERİNİ İNDİRMİŞTİ"

Suphi yine telaşlanmamıştı. Sakince "Barışçıl prosedüre olumlu karşılık vermemelerine şaşırmadım. Şimdi diğer aşamaya geçiyoruz. Yanımda getirmiş olduğum şu şırınganın içeriğini kendime zerk edeceğim. Sonrasında birden bayılıp dışarıdan sizlere ölü gibi görüneceğim. Kalp atışlarım ve nabzım tamamen duracak ama siz endişe etmeyin. Birkaç saate uyanırım ve hayaletlerden de kurtulmuş olursunuz, bana güvenin" dedi. Köşkün sahipleri bu fikirden ürktülerse de aylardır uyku uyutmayan ve psikolojilerini tamamen bozan hayaletlerden kurtulma umuduyla kabullenmek zorunda kaldılar.

Gerçekten Suphi'nin dediği gibi birkaç saat ölü gibi yatmasının ardından hiçbir şey olmamış gibi gözlerini açtı. Köşk hayaletlerden tamamen temizlenmiş görünüyordu. Köşkün sahibi Rıfat Bey dayanamayıp Suphi'ye bunu nasıl başardığını sordu.

Siz sevgili okuyucular için Suphi'nin yöntemini şöyle özetleyelim: Nasıl ki hayaletler insanlara bilinen doğa kurallarıyla açıklanamayan şekillerde musallat oluyorsa, Suphi paranormal araştırmaları sırasında hayaletlere aynı bu şekilde hayaletlerin açıklayamadığı korkunç metodlarla musallat olabilen bir varlık türü keşfetmişti. Hayaletlere musallat olanın kısaltması olarak bu varlığa "haymus" diyelim. Suphi'nin getirdiği şırınganın içinde birkaç saatlik dozajda haymus özütü vardı. Bu özütü enjeksiyon yoluyla alan insan yaşam fonksiyonlarını bir süre yitirip özüt miktarıyla doğru orantılı bir süre form değiştirerek haymus olurdu. Hayalet vakalarına alışkın olan Suphi paranormal olayları kontrol biriminin laboratuvar bölümünde düzenli olarak haymus özütü yaptığı için hayaletler karşısında sakinliğini kolayca korumuştu. Hayaletler genellikle musallat olabilecekleri zayıf insanlara bulaşır, ama kendilerine daha üst düzey bir yaratık musallat olunca arkalarına bakmadan kaçarlardı.

SON

20 Haziran 2025 Cuma

Çılgın Suphi'nin Maceraları Bölüm 6: Kasabanın Şerifi

 Vahşi Batı'nın anlaşmazlıkların silahla çözüldüğü bir kasabasında Kara John adıyla nam salmış bir haydut kasabada terör estiriyor, kasabada kanunsuzluk hakim olduğundan kimse Kara John'a karşı çıkmaya cesaret edemiyordu. Kasabadaki bütün barlar, salonlar, oteller ve diğer işletmeler Kara John tarafından haraca bağlanmıştı. Geçen hafta haraç ödemeyi reddeden otel sahibi Kara John tarafından üst kat penceresinden atılınca kefen için boyunu ölçtürmesi gerekmişti. Kara John ortadan kaldırdığı kişilerin mülklerine de çöküyordu. Oteli ve kasabanın kumarhanesini kendisinin ilan etmiş, kimse ona karşı çıkmaya cesaret edememişti. Kara John ve yanından ayırmadığı onun kadar tehlikeli adamları Sansar Joe ile Yankesici James kasabanın kağıt üstünde olmasa da fiili olarak sahibiydiler. Ancak kasabada umudunu kaybetmeyen biri vardı. Kasabanın en yaşlısı Kurnaz Bill, kasabaya yeni bir şerifin gelip Kara John'un hükmünü kaldıracağını ve kasabayı kurtaracağını rüyasında gördüğünü, endişeye mahal olmadığını söylüyordu ama kasabalılar onun çok yaşlı olduğu için bunadığını düşünüyorlar, söylediklerini ciddiye almıyorlardı. 

Suphi Hawaii sahillerinde güneşlenici olarak çalışırken bölümündeki müdürüyle turşu limon suyuyla mı yapılır sirkeyle mi yapılır diye tartışınca fikir ayrılığını kendine yediremeyen amiri tarafından işte bu belalı kasabaya şerif olarak sürülmüştü. Kasabanın girişinde Suphi'yi ilk karşılayan Kurnaz Bill olmuştu. "Geleceğinizi biliyordum şerif" diye onu coşkuyla karşılayan Kurnaz Bill'in aksine kasabalı Suphi'ye acıyarak bakıyor, "Kara John'un kasabasında bu adam bir hafta bile dayanamaz" diyorlardı.

Suphi'nin şerif ofisine yerleştiği gün Kara John'un adamlarından Sansar Joe gizlice Suphi'yi görmeye gelmiş ve Kara John'un yarın öğle saatlerinde kasabanın bankasını soymayı planladığını haber vermişti. Ancak Suphi kolay kolay kül yutmazdı. Sansar Joe'ya bunu neden kendisine haber verdiğini sorduğunda Sansar Joe ona aslında Kara John'un kasabaya hükmetmesinden rahatsız olduğunu, zaten Kara John'un kendilerine çok kötü davrandığını, soygunlardan ve haraçlardan pay vermediğini, kasabada kimse onlara karşı çıkmaya cesaret edemese de Kara John'un açgözlülüğü yüzünden karın tokluğuna çalışmak zorunda kaldıklarını söylemişti. Belki şerif soygunu engelleyip Kara John'u kodese tıkarsa, daha da iyisi öldürürse Sansar Joe ve isterse Yankesici James gayrimeşru işleri bırakıp şerif yardımcısı olabilirlerdi. Suphi bunun bir tuzak olma ihtimalinden şüphelense de şerif olarak ihbarı değerlendirmek zorunda hissediyordu. Biraz düşündükten sonra banka müdürüyle konuşup Kara John'a tuzak hazırlamaya karar verdi. Soygunun yapılacağı gün şerif Suphi sabahtan gizlice belinde silahıyla banka kasasına saklanmıştı. Kasa açıldığında içinden paralar yerine şerif Suphi çıkıp silahıyla Kara John'u etkisiz hale getirmeyi planlıyordu. Banka müdürü hiçbir şeyden haberdar değilmiş gibi bankasını açtı, peynir kapana yerleştirilmiş; farenin girişi bekleniyordu. 

Saatler geçti öğlen oldu, akşam oldu gelen giden olmadı. Soygun planı iptal mi olmuştu? Suphi banka kasasının içinde sıkıntıdan uyuyakaldı. Aslında Kara John soyguna giderken açık bir rögar kapağından içeri düşüp boğulmuş, adamlarından Yankesici James, Kara John olmadan kasabalının onları yaşatmayacağını düşünerek kasabadan kaçmıştı. Sansar Joe önce şerifin ofisinde şerif yardımcısı olmak için beklemeyi düşündüyse de, Yankesici James kasabalıların intikam isteyebileceğini hatırlatınca o da kaçmaya ikna olmuştu. Kara John başlarında olmayınca kasabalılar onlardan korkmazdı. 

Hava karardığında banka müdürü şerif Suphi'yi kasadan çıkardı. Suphi'nin oksijensizlikten rengi atmıştı. Hemen şerifi oksijen odasına götürdüler. Suphi'nin yüzüne oksijeni çekince renk geldi. Ertesi gün kasabalı Kara John ve adamlarının olmadığını görünce hayret edip olaya anlam veremedi. Kurnaz Bill rüyasının çıktığını, şerifin Kara John ve adamlarının hakkından geldiğini söyleyince kasabalı da en akla yakın açıklamanın bu olduğuna kanaat getirip ikna olmuştu. İşte Vahşi Batı'nın en kanunuz kasabalarından birine kanun bu şekilde gelmişti.

SON

18 Haziran 2025 Çarşamba

Çılgın Suphi'nin Maceraları Bölüm 5: Görevimiz Mars

 Suphi o gün süt almak için bakkala gittiğinde, bakkalda çocukluğundan hatırladığı Ombudsman Gazozları'nın yıllar sonra yeniden satışa çıkarıldığını görünce nostaljik hislerle dolup beş kasa gazoz almıştı. Çocukluğunda Ombudsman marka gazozları her gün bayıla bayıla içerdi. Yıllar sonra böyle çocukluğuna dönmüş gibi hissetmek onu çok heyecanlandırmıştı.

Ombudsman Gazozları yeniden piyasaya dönüşüyle birlikte reklam kampanyası olarak gazozlarını tüketenlerden çekilişle bir kişiyi seçip Mars gezegenine tatile yollayacak, yollamışken de Mars gezegeninde tarım yapmayı denemek için talihliye Mars toprağına ekilmek üzere soğan fideleri verilecek, Mars'ta soğan yetiştirme projesi gerçekleştirilecekti. Suphi çocukluğunun gazozlarını bulduğu için sevinirken çekilişte adı çıkan talihli de kendisi olunca, nostalji keyfi bir de keşif heyecanıyla katmerlenmişti. 

Mars'a fırlatılacak mekikte yerini almadan önce Suphi'nin birtakım testlerden geçmesi gerekiyordu. Bedensel rahatsızlığı olup olmadığını tetkik etmek için çıplak muayene ile ruhsal rahatsızlık tetkiki için psikiyatri testine girecekti. 

Testler başladığında önce bedensel muayene için doktor Suphi'ye soyunmasını söyledi. Suphi soyununca üreme organında radyoaktif bir parlaklık fark ediliyordu. Çünkü Suphi'nin gençliğinde bir uranyum izotopuyla seviyesiz bir birlikteliği olmuştu. Uranyum 238'in yarılanma süresi gelince Suphi ile olan ilişkisini sonlandırmış, o günden itibaren Suphi bir daha ilişkilerde hiç öyle mutluluğu bulamamıştı. Kimseler Uranyum 238 gibi dokunamıyordu, onun gibi sevemiyordu. Tabi bunda Uranyum 238'den sonra hayatına giren kadınların yakınlaştıktan sonra radyasyondan ölmesinin de etkisi olabilirdi. Suphi uzaya gitmek için radyasyon arıtma ünitesine girmek zorundaydı. Organındaki radyasyonu yıllarca eski sevgilisinin hatırası olarak saklamıştı ama bilim fedakarlık gerektiriyordu. Suphi radyasyon arıtma ünitesine girerken gözünden bir damla yaş düşüverdi.

Gereken yapılmış, bedel ödenmiş, Suphi'nin bedeni radyasyondan temizlenmişti. Şimdi sırada psikiyatrik muayene vardı. Psikiyatrist renkli küplerden bir şekil yapıp Suphi'ye aynısını yapabilir misin diye sorunca Suphi özgüvenle daha iyisini de yapacağını söyleyip işe koyuldu.

Derhal çizgi film karakteri gibi neresinden çıkardığı anlaşılmayan bir çadır çıkarıp ofisin ortasına hızla kurdu ve kapısına "İŞ ALANI GİRİLMEZ!" diye yazı asıp gürültüyle çalışmaya başladı. Çekiç sesleri, beton delme makinası sesleri, kuş sesleri (?) at kişnemesi sesleri (??) derken Suphi kan ter içinde çadırdan çıktı. Elinde orijinalinden ayırt edilemeyecek kadar iyi bir Mona Lisa reprodüksiyonu tutuyordu. Doktor şaşkınlıktan küçük dilini yutmak üzereydi.

Suphi psikiyatrik testi de geçtiğinden Mars'a fırlatılacak mekiğe binmeye hazırdı. Ombudsman Gazozları'nın marka sorumlusundan aldığı soğan fideleri ve evden getirdiği sıkınca öten uğurlu banyo ördeği ile mekiğe bindi, kemerini bağladı.

Geri sayım başladı... 10 - 9 - 8 ....

3 - 2 - 1 - 0 ve fırlatma başarılı oldu, otomatik pilot devreye girip birkaç saat içinde mekiği sorunsuzca Mars'a indirdi. Suphi kendi adına Ombudsman Gazozları marka sorumlusu tarafından soğan ekmesi için Mars'ta satın alınan araziye soğan fidelerini ekecekti ki, Mars polisi olaya müdahale etti. Mars karakoluna götürülüp geceyi Mars nezarethanesinde geçiren Suphi Mars'ta soğan ekmenin Marslılar soğandan zehirlendiği için yasak olduğunu zor yoldan öğrenmişti. 

Bu kadar arazi boşa gitmesin diye düşünen Suphi Mars gezegeninin ilk aquapark otelini buraya inşa etmeye karar verdi. Ancak bunun için Marsbank'tan yüklü bir kredi alması gerekiyordu. Tabii ki gezegene yeni gelmiş ve gelir gelmez kanunla başı belaya girip nezarette yatmış bir yabancıya kredi vermeye sıcak yaklaşmadılar. Ancak Suphi'nin bir süre önce Marsbank müdürüyle metresinin samimi pozlarını çekmiş olması karısından ödü kopan Marsbank müdürünün kredi işine birden ısınıvermesini sağlamıştı.

Mars yüzeyine aquapark kuruldu, Marslılar su kayağının tadına vardı. Bir ay boyunca işler çok iyi gitti ancak ay sonunda su faturası gelince Suphi hortlak görmüşe döndü. Dünya parasına çevirirsek Mars'ta suyun bir molekülü yüz katrilyon liraya geliyordu. Bir de kayaklı havuzların ağzına kadar doldurulup hijyen için sık sık havuz sularının değiştiğini hesaba katarsak Suphi'nin borcunu ödeyecek miktar Dünya Bankası'nda bile yoktu. Suphi çaresiz mekiğine binip Dünya'ya dönmek için Ombudsman Gazozları yetkilileriyle iletişime geçmeye çalıştı; ama bilmiyordu ki Ombudsman Gazozları firması ürettiği gazozlarda uranyum 238 izotopu bulunduğu için mühürlenmişti. İşte Suphi ilk sevgilisine bu yüzden, çocukluğunun gazozlarını hatırlattığı için bu kadar bağlanmıştı. Ancak Suphi'nin aquapark işletmesini ışın kılıçlı tahsildarlar basınca Suphi iş başa düştü mekiği Dünya'ya ben götürmek zorundayım diye telaşla düğmelere basıp havalandı. Neyse ki birkaç tuşa rastgele bastıktan sonra otomatik pilot düğmesine basmaya denk geldi de, kazasız belasız Dünya'ya döndü. Döndü dönmesine ama rastgele bastığı tuşlardan biri zamanı bükme tuşu olduğundan 2532 senesinde dünyaya iniş yapabilmişti. Bu çağda dünya hakimiyeti tamamen robotların elindeydi. Neyse ki Suphi "Robot Kardeşler Pide ve Döner Salonu" adlı işletmede döner kesicinin hık deyicisi olarak iş bulabilmişti. 

SON

11 Haziran 2025 Çarşamba

Çılgın Suphi'nin Maceraları Bölüm 4: Büyücü Konseyinin Kararı

 Doğan güneşin büyücüler diyarını aydınlatmaya başladığı sabah saatlerinde Merlin ve Oğulları Özel Büyü Koleji'nde öğrenim gören büyücü adayları gürültülü bir patlama sesiyle irkilmişlerdi. Büyü okulunun kadim iksir ustası Suphi yine iksirin kıvamını tutturamayıp bir iksir kazanını daha kullanılmaz hale getirmişti. Bu hafta içerisinde Suphi tarafından kullanılmaz hale getirilen beşinci iksir kazanı olduğundan okulun diğer öğretmenleri ve idaresi bu patlama seslerine alışmıştı. Ancak Suphi o gün dersten çıkınca posta güverciniyle Büyücü Konseyi'nin kendisini görmek istediğini belirten bir not almıştı. 

Suphi telaşlanmamaya çalışsa da içinde bir stres dalgası oluşmaya başladı. Büyücü Konseyi onu neden çağırıyordu? Patlattığı iksir kazanları için disipline mi sevk edeceklerdi onu? Yoksa geçen hafta pişirip yediği posta güverciniyle mi ilgiliydi? Uçan süpürgeyi kurcalarken ABS fren sistemini bozduğu için uyarı almış olabilir miydi?

Telaşlı spekülasyonların Suphi'ye faydası yoktu. Çaresiz Büyücü Konseyi'nin toplandığı, büyü okulunun bulunduğu şatonun tam karşısındaki yüksek kuleye yürüyüp kulenin zirvesine kadar yükselen mermer merdivenleri heyecanını bastırmaya çalışarak tırmanmaya koyuldu Suphi. Büyü dünyasında Büyücü Konseyi'nin kararları kesindi ve tartışılamazdı.

Suphi kapıyı vurup odaya girdiğinde Büyücü Konseyi üyeleri her zamanki yerlerinde azametle oturmaktaydı. Her toplantıda olduğu gibi odanın ortasında en yüksek mevkide diğer büyücülerden daha yüksek bir tahtta oturan Yüce Büyücü konsey toplantısının kararını açıklayacak, Yüce Büyücü'nün ağzından çıkan her şey tartışmasız kanun olacaktı. Büyü Diyarı'nda işler böyle yürürdü.

Konsey toplantısının konusu Suphi'nin endişe ettiği gibi çıkmadı. Yüce Büyücü'ye ait büyülü bir altın saat kaybolmuş, Büyücü Konseyi Suphi'ye büyülü altın saati bulma görevini vermişti. Suphi yanına büyücü asasını, büyülü teleportasyon tozunu ve evcil kangurusu Tontik'i alarak Büyülü Orman'ın yolunu tuttu. Ormanda yaşayan Bilge Büyücü'ye akıl danışacaktı. 

Suphi büyücülerde doğal olarak bulunan yön bulma yetisini kullanarak orman yolunu tutmuştu. Büyü Diyarı'nda büyücülerin navigasyon cihazı kadar sağlam yön bulma yetenekleri vardı. Kanguru Tontik de büyücülerle evcil hayvanları arasındaki büyülü bağ neticesinde Suphi'yi sarsılmaz bir sadakatle takip ediyordu.

Büyülü Orman'ın girişinde Bilmececi Ağaç onları karşıladı. Ormanın derinliklerine girmeye hak kazanmaları için bu büyülü ağacın soracağı bilmeceyi bilmeleri gerekiyordu. Bilmececi Ağaç bilmecesini sordu:

"Sepette on yumurta var, altı çıktı kaç kaldı?"

Suphi kendinden emin bir tavırla "Dört yumurta kalır" diye cevapladı.

Bilmececi Ağaç "Şaşırtmaca vardı, sepetin altı çıkarsa bütün yumurtalar kırılır hiç kalmaz" deyince Suphi'nin ormana girip Bilge Büyücü'ye akıl danışması mümkün olamamıştı ve bu büyülü altın saati bulamayıp belki de Büyücü Konseyi tarafından iksir ustalığı görevinden atılacağı anlamına geliyordu. Hatta Yüce Büyücü'nün keyifsiz bir gününe denk gelirse Suphi'nin büyücülük lisansı bile iptal edilebilirdi. 

Suphi'nin ormana girmek için ısrar etmekten başka şansı yoktu. Suphi ormana girişte bilmece bilme zorunluluğuna karşı bir oturma eylemi başlattı. Birkaç saat içinde basın mensupları da olay yerine gelmiş, Suphi'nin protestosunu haber yapmaya başlamıştı. Büyülü Orman'a girişin, sadece rastgele bir bilmeceyi bilebilenlere değil, tüm büyücülere serbest olması için yapılan protesto sosyal medyada da geniş yankı buldu. 

Eylemler sonucunda Büyülü Orman'a girişte bilmece bilme zorunluluğu yeni çıkarılan bir kanunla kaldırılırken, Suphi'ye gelen bir posta güvercininde yazan not altın saatin kaybolmadığını, şatonun koridorlarını süpürürken sihirli malzemelerin olduğu bir dolabın arkasından çıktığını haber veriyordu. Suphi büyüleriyle, iksirleriyle ve altın saati bulma göreviyle olmasa da, Büyülü Orman'ı bilmeceyi bilemeyen büyücülerin de kullanımına açan aktivist olmasıyla Büyü Diyarı'nın tarihinde yerini almıştı.

SON